Davaya konu icra takibinde 4 adet EFT ile yapılan ödeme belgesine dayanıldığı, davalının takibe dayanak yapılan ödemelerin davacı şirketin borçları nedeniyle olduğunu savunduğu, davacının ise davalının davacı şirket borçlarını ödediği yolundaki savunmasının doğru olmadığının belirtildiği, bu durumda somut olay bakımından ispat külfetinin davalıda olup, davalı takibe dayanak yaptığı EFT belgelerindeki ödemelerin davacı şirket borcuna yönelik olduğu savunmasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlü olduğu, bu durumda mahkemece EFT ödemelerinin yapıldığı banka hesaplarının kime ait olduğu hususları da araştırılarak bu ödemelerin ne amaçla yapıldığı, davacı şirket borçlarının ödenmesi amacıyla yapılıp yapılmadığı hususları üzerine yeterince araştırma yapılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava imza inkarına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacı ...'ın icra takip dosyasında borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduktan sonra imza inkarında bulunmasının çelişkili davranışta bulunma yasağına aykırılık teşkil ettiğinden bu davacı yönünden menfi tespit isteminin reddi gerektiği-
Keşidecinin, lehtarın cirosunun sahte olduğu iddiasına dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyemeyeceği-
İcra takibine konu iki adet bonoda davacının keşideci, davalının ise lehtar olduğu, lehtarın senetteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilecek durumda olduğundan menfi tespit davası sonucunda İ.İ.K.'nun 72/5 maddesi uyarınca davalı kötü niyetli kabul edilerek davacı yararına kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken bu talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda davalı menfi tespit davası açılmasına sebebiyet vermediğinden ve cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğinden mahkemece davalı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece davacının talebi üzerine İİK'nin 72. maddesi gereğince takibin durdurulduğu ve teminat yatırılmak suretiyle icra müdürlüğünde infaz edildiği, bu durumda tedbir kararıyla alacağına kavuşmakta geciken davalı yararına İİK'nin 72/4. maddesi uyarınca tazminata karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu kambiyo senedinin nakten kaydını taşımakta olup, davalının senedin verilen borç para karşılığı alındığını savunduğu, davacının ise teminat iddiasında bulunduğu, bu sebeple davacının, dava konusu senedin teminat senedi olarak verildiğini ve bedelsiz olduğunu yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, yazılı delillerle ispat edememesi halinde ise dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından, yemin teklif hakkının kendisine hatırlatılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği, davalının açık muvafakatı olmaksızın senede karşı tanık dinlenilerek sonuca gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
İİK. mad. 72/4 uyarınca, menfi tespit davası alacaklı lehine bitip alacaklının alacağına kavuşmasının tedbir yoluyla geciktirildiği anlaşıldığından, davalı-alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davanın, senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin olduğu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalı kayıtlarında bulunan tediye makbuzu altındaki imzanın karbonlu nüshası üzerinde bulunan imzanın davacı eli ürünü olduğuna dair veri bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusu senet ile ilgili davacının 31.05.2013 tarihli celsede, “…Ben dava ve takip konusu senedi 2007 yılında ilk ticari ilişkiye geçtiğimiz sırada almış olduğum 13.000 TL’lik avansa istinaden verdim, ancak sonrasında ürün teslim ettim herhangi bir borcum kalmadı…” şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, davacının bu beyanında avans ödemesinden sonra mal teslim ettiği ve dava konusu senedin de bu kapsamda davalıya verildiğini iddia ederek ispat yükünü üzerine aldığından mahkemece dosya kapsamı ile örtüşmeyen yazılı gerekçeye istinaden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği-
Satım konusu malın teknik özelliklerine yönelik taraflar arasında bulunan yazılı bir anlaşmanın mahkemeye sunulamadığı, davacının teslim tarihinden 5 ay sonra makineyi çalıştırdığını ve bu makinenin satışa konu makine olmadığını iddia ettiği, davacı kendisine farklı bir makine teslim edildiğini kanıtlayamadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-