Davanın menfi tespit davası olup, davaya konu senetlerle ilgili Elbistan 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/122 esas ve 2017/129 karar sayılı dava dosyasında bedelsiz senedi kullanma suçundan davalı G. D. hakkında ceza davası açıldığı, bu davanın beraatle sonuçlandığı ve ancak kesinleşmediğinin dosya içindeki belgelerden anlaşıldığı, ceza davası sonucunda verilecek olan maddi vakıayı saptayan bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı 6098 sayılı TBK'nun 74. (818 sayılı BK'nun 53.) maddesi uyarınca düşünülerek, öncelikle bu ceza davasının sonucu beklenilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının da kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, imza incelemesine esas çekin keşide tarihinden önceki tarihli davacıya ait belge asılları getirtilmeksizin rapor düzenlenmiş olup, söz konusu raporun hükme esas alınamayacağı, mahkemece davacının samimi imzalarını içeren, çek keşide tarihinden önceki tarihli belge asılları getirtilerek, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerektiği- Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresinin son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı- İİK. mad 72 uyarınca, fazladan yapılan iştirak nafakası ödemesinin hesabında davacının dava tarihinden geriye doğru son bir yıl içinde ödediği fazla nafaka miktarın tespit edilmesi gerektiği-
Basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davalı bankanın, kendisinden önceki cirantalara yönelik bilgilere ulaşılarak hukuki yollara başvurulması gerektiği, bu külfeti yerine getirmeyen davalı bankanın haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, menfi tespit davasının kabulü ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yargılama sırasında davacı vesayet altına alınmış ve kendisine sulh hukuk mahkemesince vasi tayin edildiği, 4721 sayılı TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından davaya devam edilmesi hususunda izin alınması ve vasi aracılığıyla veya vasinin tayin ettiği vekil aracılığıyla davaya devam olunması gerekirken, mahkemece davacının dava ehliyeti sona ermesine rağmen yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kiracının kira ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit talepli açtığı davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca davalı yararına nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
HMK'nun yürürlüğünden önceki davalarda davanın açıldığı tarihteki HUMK hükümlerine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerektiği-