Davacı dava konusu bononun kendisine açık bono olarak verildiğini iddia ettiği, bononun incelenmesinden davacının yetkili hamil olmadığının anlaşıldığı, davacının yetkili hamil olduğunu tanıkla ispatının mümkün olmadığı, delil olarak bildirilen ceza dosyasında da davacının yetkili hamil olduğunu ispat etmeye elverişli bir delilin bulunmadığı-
Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih ve tashih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği, davalı vekilinin talebinin tashih yoluyla düzeltilemeyeceği, ancak temyiz kanun yolu ile değerlendirilebileceği-
Dava, dava dışı şirket çalışanı tarafından yapılan bankacılık işlemlerinin usulsüz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup..
Uyuşmazlık, makul mal satımından kaynaklı alacak istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
İnceleme konusu çek üzerinde iki farklı kalemle yazıldığı belirlenen yazıların aynı anda yazılıp yazılmadığı hususunun ise mürekkeple yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen her hangi bir yöntem mevcut olmadığından tespit edilmediği -
Davalının diğer davalı şirketin mali durumunu ve borçlu olduğu hususunu bildiği ya da en azından bilebilecek konumda bulunduğu, kaldı ki aynı konuya ilişkin verilen mahkeme kararının düzeltilerek onama suretiyle kesinleştiği, böylece İİK'nın 283/2 fıkrasındaki koşulların oluştuğu dikkate alınarak ve icra dosyasındaki takip çıkışının devir bedelinden düşük olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanacağı-
"Borçlu tarafından takip dosyasına yapılan ödemenin, kendisine ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, İİK.'nin 361. maddesinin olayda uygulama yeri olmadığı- Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği"ne ilişkin Yargıtay kararına direnişmişse de, direnme kararının verildiği 07.03.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlık konusu değerin (107.300,00 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği-
Uyuşmazlık, takip dosyalarına konu senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit istemine ilişkindir...
Takip dosyasındaki garanti sözleşmelerindeki imzaların eli ürünü olmadığı iddiasına ilişkin olarak yukarıda belirtilen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlar dikkate alındığında imzaların eli ürünü olduğu anlaşılmakla garanti sözleşmelerinin geçerli olduğu- Davacı tarafından defter incelemesi talep edilmiş ise de; asıl borçlu yönünden alacağın varlığına ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu, bu hali ile alacağın varlığına ilişkin olarak yeniden inceleme yapılamayacağı-