İcra Müdürlüğü yazısında “Alacaklı vekili tarafından yakalama kaldırma talebinin 9.2.2015 tarih saat 18:10.33 de müdürlüğümüze gönderilmiş olduğu görülüp” belirtilmiş olup, davanın ise 9.2.2015’de 11:03 de yani alacaklı vekilinin icra müdürlüğünden yakalama şerhinin kaldırılmasından önce açıldığı, bu nedenle davanın açıldığı tarih ve saat itibariyle davacının hacizli araçtaki yakalama şerhinin kaldırılmasındaki istemi yönünden hukuki yararı olduğu ve dava açıldıktan sonra bu isteminin konusuz kaldığı ve bu istem yönünden mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve yargılama giderinin, vekalet ücretinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği-
TBK. mad. 74 uyarınca ceza mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararı hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olduğundan, menfi tespit davasına bakan mahkemece ceza davası sonucunu beklenerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 72/5 uyarınca, borçlu yararına haksız ve kötüniyetli takip tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinde alacaklının sadece haksız olması değil aynı zamanda kötü niyetli olması gerektiği-Takip tarihi itibariyle davalı bankanın alacaklı olduğu belirlendiğine göre davalı bankanın takibinde kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği-
Genel kredi sözleşmesi uyarınca belirlenen temerrüt faizinin fazla oranda hesap edildiği iddiasıyla müşterek müteselsil kefilin açtığı menfi tespit davasında, "ticari" nitelikteki genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizinin ne şekilde hesap edileceği açıkca gösterilmiş olup, mahkemece bankacılık konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek banka kayıtları incelenip bankanın temerrüt tarihindeki fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı belirlenip bu orana %50 ilave edildikten sonra temerrüt faiz oranının belirlenmesi gerektiği-
Haciz tutanağında davacı borçlunun açıkça borcu kabul ettiği ve ödemek için süre istediği anlaşıldığından, mahkemece davacının bu borcu kabul beyanının kendisini bağladığı gözetilerek menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkeme kararının yeterli gerekçe ihtiva etmeksizin yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davadan feragat hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında görevli asliye mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu-
Çek üzerinde yapılan incelemede çekin dava dışı bir şirkete verildiği ve bu şirketin cirosu ile davalı bankaya geçtiği anlaşılmakta olup dava dışı şirket tarafından yapılan ciroda rehin, teminat veya tahsil amacıyla yapıldığı yönünde bir ibare bulunmadığından, çekin temlik cirosu ile davalı bankaya geçtiğinin kabulü gerektiği, aksinin davacı taraf ispatlanması gerektiği-
Kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı menfi tespit işlemine ilişkin dava lehtar hakkında kabul edildiğinden ve bu şekilde davacının davalıya borcu olmadığı tespit edildiğinden, TTK. mad. 687 uyarınca; davacı borçlunun, hamil olan davalılara karşı kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğunu tanık dahil her türlü delille ispat edebileceği, davacı tanık listesi vermiş olmasına rağmen mahkemece davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-