Menfi tespit davasının borç ödeninceye kadar geçecek sürede açılabileceği- Davacının dava dışı A.Ş. ile ortaklık ilişkisini olduğunu inkar ettiği, alacağın miktarı nazara alınarak davacının satım sözleşmesinin tarafı olduğunu davalının yazılı belgeyle ispat etmek zorunda olduğu, yazılı bir belge sunulmadığı gibi dayanılan tartım fişleri ve mezbahane kayıtlarının da yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olmadığından tanık dinlenmemesinin yerinde olduğu, ispat yükü üzerinde bulunan davalının alacağın varlığını ispat edemediği-
89/3 haciz ihbarnamesinin, vekil varken asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu ve usulsüz tebliğ tarihi esas alınarak menfi tespit davasının hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, davacının muhasebecisi olan birleşen davalarda davalının elinden sadır olduğu anlaşılan ve birleşen davalarda davalı tarafından asıl davada davalı şirkete ciro yoluyla devredilen çeklerin ... davacının vekâlet verdiği dönemde keşide edip etmediği ve bu çekler nedeniyle davacı şirketin borçlu olup olmadığı ile çeklerin iadesinin gerekip gerekmediği-
Takiplere dayanak yapılan 05.06.2015 tarihli ve 25.06.2015 tarihli kira sözleşmelerini davacının kefil sıfatı ile imzalamasına, 6098 sayılı Kanun'un 603 üncü maddesi uyarınca kefaletin şekline kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağından adı geçen sözleşme davacı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığından 6098 sayılı Kanun'un 12 . maddesinin ikinci fıkrası atfıyla aynı Kanun'un 583 üncü maddesinde kefalet sözleşmesi için öngörülen şeklin geçerlilik şekli olmasına ve dava konusu kira sözleşmelerinde kiracı lehine olan kefalette kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ile müteselsil kefaletin kefilin el yazısı ile belirtilmediğinden kanunda düzenlenen şekil şartına uyulmaması nedeniyle kefaletin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Kaçak tutanağına dayalı tahakkuk nedeniyle menfi tespit istemi- Davaya konu kaçak tespit tutanağının Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26. maddesinde belirtilen hususlara uygun olarak düzenlenmediği, tutanağın şüphe üzerine düzenlenmiş olduğu, kaçak cezası ve ek tahakkuk işlemlerinin Yönetmeliğin 28 ve 29. maddesine uygun olarak yapılmadığı-
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili için yapılan takipte borçlu olmadığının tespiti ve fazla yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir...
davacıyı miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla takibe konu senedin muvazaalı olarak düzenlendiği anlaşıldığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir...
Davaya kabul beyanında bulunan tarafın, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği - Davalının, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise,yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmeyeceği -
Mahkemece ............... tarihli celsede kısa kararın (3) numaralı bendinde, “...3-Gerekçeli kararda açıklanacak yargılama giderinin HMK125/1 maddesi uyarınca temlik eden ve temlik alan davalıdan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda hüküm fıkrasında “...3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 20.275,10 TL harçtan başlangıçta alınan 5.270,97 TL peşin harç ile 117,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 14.887,13? TL harcın davalı E. G.'den tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan toplam 5.387,97? TL harcın davalı E. G.'den alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 270,50 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 239,66 TL'sinin davalı E. G.'den alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafça yapılan 69,25 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 52,14 TL'sinin davacıdan alınarak davalı E. G.'e verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 44.553,42 TL nisbi vekalet ücretinin davalı E. G.'den alınarak davacıya verilmesine,” demek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın re'sen bozulması gerektiği, ayrıca karar başlığında temlik eden ...........'nin taraf olarak gösterilmemesinin de doğru olmadığı-