Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkin davada zamanaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edildiği tarihten değil, teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı- Arsa sahibinin teslim edilmesi gereken tarihteki gecikilen her ay için zararını davayla isteyebileceğine göre her geçen ay zararının o ayın sona ermesiyle istenebilir (muaccel) hale geleceği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Uyuşmazlık, tarafları ve konusu itibariyle kooperatifler hukukundan kaynaklanmakta olup, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmadığından, mevcut davadaki zamanaşımı süresinin eser sözleşmesi kapsamındaki zamanaşımı süresine göre değil, kooperatif ile üyesi arasındaki uyuşmazlıklarda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu ( BK )'nun 126/4. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/4. ) maddesinde öngörülmüş 5 yıllık süreye göre değerlendirilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde uygulanacak zamanaşımı BK’nun 128. maddesine göre tespit edilecek muacceliyet tarihinden itibaren aynı kanununun 126/4 maddesinde ifade edilen 5 yıllık süre olup,davalı yanca ileri sürülen zamanaşımı definin belirtilen bu süreye göre değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekirken, somut olayda uygulama yeri olmayan BK’nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin kabul edilip sonuca varılmasının doğru olmadığı-
Eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu tartışmasız olup, kural olarak eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin başlangıcı da eserin teslimi tarihinden itibaren olup; alınan iskan ruhsatı üzerine teslim edildiğine göre, her iki istem için de zamanaşımı süresinin iskanın alınış tarihinden itibaren başlatıldığında, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığının anlaşıldığı-
Taraflar arasındaki birleştirilen tazminat davaları-
İnançlı işlemin, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşme anlamına geldiği- İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edildiği, burada önemli olanın, Borçlar Kanununun 128. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin hangi tarihte başlayacağının saptanması olduğu, zira, anılan hüküm uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel hale geldiği tarihten başlayacağı, alacağın muaccel olduğu tarihin ise, inanç sözleşmesi alacaklısının ferağ umudunu yitirdiği tarih olduğu-
Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalara da 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği- Borçlar Kanununun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın muaccel olacağı zamandan başlar ve alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise zamanaşımının bu haberin verildiği günden başlaması gerektiği- Davacı ferağ umudunu yitirerek dava açma hakkını davanın açıldığı tarihte kullandığından zamanaşımının başlangıç tarihinin, davanın açıldığı tarih olduğu-
Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi hükmünce inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalara da 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği- Borçlar Kanunu'nun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı alacağın muaccel olacağı zamandan başlar ve alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise zamanaşımının bu haberin verildiği günden başlaması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor