Davalı vekiline yapılan önceki tebligatlarda da, tebliğ evrakını aynı şekilde daimî çalışan sıfatıyla kabul eden kişinin imzasına yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğünün bulunmadığı- Davalı vekiline direnme kararının tebliğine ilişkin tebligat daimî çalışanı imzasına tebliğ edilmiş, daha sonra aynı gerekçeli karar tekrar tebliğe çıkarılarak aynı adreste yine davalı vekiline aynı daimî çalışanı imzasına ikinci kez tebliğ edilmiş ve karar davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile temyiz edilmiş olup davalı vekiline yapılan ilk tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğundan, temyiz süresinin bu tarihten başlayacağında kuşku bulunmadığı- İkinci kez yapılan tebligat üzerine temyiz süresinin yeniden başlayacağının ve davalının yeni bir temyiz hakkı doğacağının kabul edilemeyeceği-
Kurum koruması altında bulunan küçük hakkında kuruma yerleştirilmesinden sonra evlat edindirme hizmetlerinden yararlandırılması amacıyla TMK'nun 312. maddesi uyarınca, ana ve babanın rızasının aranmaması kararı verilip verilemeyeceğine ilişkin dava- 2 günlük iken kurum koruması altına alınan küçüğün, 11 günlük iken evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile aile yanına yerleştirildiği ve kurum tarafından yerleştirmeden sonra rızanın aranmaması kararının talep edildiği, dosya kapsamındaki delillerden küçüğün annesinin lise öğrencisi olduğu ve çocuğun bakımına talip olmadığı, anneanne ve dedenin de çocuğun aileden alınıp kuruma yerleştirilmesini istedikleri, diğer taraftan uzmanlarca yapılan kontrol ve denetimlerde küçüğün evlat edinen aile yanında sıcak ve samimi bir ilişkisi olduğu somut olayda; yargılama aşamasında 8-9 yaşına gelmiş küçüğün, bu süreç içerisinde bulunduğu aile ortamından uzaklaştırılması, evlat edinme davasında anne ve babanın rıza vermemesi dolayısıyla davanın reddi riskiyle karşılaşılabilme hâlinin, çocuğun üstün yararının ihlali sonucunu doğuracağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
8. HD. 01.03.2018 T. E: 2017/7238, K: 3061-
TMK. mad. 305 uyarınca küçüğün evlat edinilmesinin, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğu, mad. 306 hükmünde ise; eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceği, eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebileceği, mad. 309 hükmünde ise evlat edinmek için küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiği, mad. 311 hükmünde ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağının hükme bağlandığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 305. maddesine göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğu, evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekeceği, aynı Yasa'nın 309/1. maddesinde evlat edinmede, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektiği, 311. maddesinde ise ana ve babanın rızasının aranmayacağı durumlardan birisinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi olduğu- Evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirileceği,TMK.'nun 426/2. maddesine göre ise, yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanması gerekeceği-
Hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden karar verilebileceği (Örneğin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği (Örneğin İİK.nun 17-18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi), kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemeyeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 305. maddesine göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğu, evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekeceği, aynı Yasa'nın 309/1. maddesinde evlat edinmede, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektiği, 311. maddesinde ise ana ve babanın rızasının aranmayacağı durumlardan birisinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi olduğu - Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilebileceği -
Başka bir erkekle doğal soy bağı bulunan çocuğun, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamayacağı, keza bu çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinenle çocuk arasında yapay soy bağının kurulmasına dayanak teşkil ettiği halde, çocuğun gerçek anne ve babasıyla olan doğal soy bağını ortadan kaldırmadığı- Evlat edinmeyle ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçerse de, çocuğun genetik ana ve babası arasında var olan soy bağı ilişkisi sona ermediğinden, genetik ana ve babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının devam edeceği- Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığının devam edebilmesinin doğal soy bağı ilişkisinin kurulmasıyla mümkün olduğu-
Küçüğün evlat edinilmesi davası sonucunda, küçük kadar, küçüğün anne ve babasının haklarında da değişiklik olabileceği düşünülerek, küçüğün anne ve babasının da davaya dahil edilmesi gerekeceği-