Çek üzerine yapılan görünüşte temlik cirosunun gizli (örtülü) rehin cirosu mu yoksa teminat amacıyla inançlı temlik cirosu mu olduğu hususunun tam olarak belirlenememesi hâlinde uygulamada genellikle hangi işlemin tercih edilmekte olduğuna ağırlık verilerek karara varmak gerektiği- Bankacılık uygulamasında da kambiyo senedi üzerinde tam bir hak sağlaması ve alacağın rehne göre daha kolay elde edilmesi sebebiyle teminat amacıyla inançlı temlik cirosunun tercih edildiği- Dava konusu çekin de gizli (örtülü) rehin cirosuyla değil, teminat amacıyla inançlı temlik cirosu ile devredildiği anlaşıldığından dava konusu çekin çek tevdi bordrosu ile dava dışı şirketin kredi borcuna teminat olarak alınmasının tek başına rehin cirosuna meydan vermeyeceği gözetildiğinde davalı bankanın dava konusu çeki teminat amacıyla inançlı temlik cirosuyla devralarak meşru hamil olduğunun kabul edileceği; bu nedenle düzenleyenin cironun tarafları arasındaki inanç anlaşmasına konu olan teminat hususunu da ileri süremeyeceği-
Covid 19 salgın hastalığıyla mücadele kapsamında yapılan değişiklikler gözetildiğinde, keşide tarihi 30.04.2021 olan çekin 01.06.2021 tarihinde ibraz edilmesinin mümkün olduğu- "Çekin yasal süre geçtikten sonra ibraz edildiği ve kambiyo vasfında olmadığı "gerekçesi ile "takibin iptaline" karar verilemeyeceği-
Takibe dayanak çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmemesine ilişkin şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük şikayet süresine tabi olduğu-
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiası keşideci tarafından ileri sürülmese dahi, ciro silsilesinde yer alan ve kendisine müracaat edilen cirantanın çekin geçerliliğine ilişkin mutlak def'i mahiyetindeki bu iddiayı alacaklı hamile karşı ileri sürülebileceği- Mahkemece çekte yer alan keşide tarihi itibariyle keşideci şirket yetkililerinin araştırılarak yöntemince imza incelemesi yapılması gerektiği- Keşide tarihindeki paraf imzasının keşideci şirketin yetkililerine ait olmadığının anlaşılması durumunda düzeltme yok hükmünde olacağından düzeltme öncesi duruma göre değerlendirme yapılarak çekin yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılır ise kambiyo vasfında olmayacağından takibin iptaline karar verilmesi, paraf imzasının keşideci şirketin yetkililerine ait olduğunun anlaşılması durumunda 6762 s. TTK. 730 ve 660 (6102 s. TTK 818 ve 748) uyarınca değişiklikten sonra imza koymuş olanlar, değişmiş metin gereğince sorumlu olacağından borçlunun iddialarının bu hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği-
Direnme kararı verildikten sonra söz konusu karar esas yönünden bozulmadan başka bir karar verilmesinin mümkün olmadığı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2019 tarihli ve 2017/12-766 Esas 2019/289 Karar sayılı kararında direnme kararının esas yönünden doğru veya yanlış olduğu yönünde bir inceleme yapılmadığı hususu göz önüne alındığında, mahkeme tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararında açıklandığı şekilde bir direnme kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile direnme kararı esastan bozulmuş gibi yorumlanarak Dairemizin bozma kararının gereğini yerine getirecek şekilde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra davanın kabulüne dair karar vermesinin isabetli olmadığı-
Davaya konu çek incelendiğinde davalı H. K.'ın isim ve imzasının bankanın karşılıksız şerhinden sonra bulunduğu, bunun alacağın temliki mahiyetindeki cirolardan olmadığı, nitekim kendinden önceki ciranta olan İ. İ.'den alacağı temlik aldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediğinden, bu davalının çekte hak sahibi olduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle davalı H. K.’ın, davaya konu çekten dolayı hak sahibi olmadığından ve yargılama sırasında takibe konu borç davacı tarafça ödendiğinden ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte bu davalıdan istirdatına karar verilmesi gerektiği, davalı E.oğlu Ltd. Şirketi’nin davaya konu çekte keşideci olduğu, davacıdan herhangi bir alacak talebi de bulunmadığından bu davalıya karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı .... Şti.' ye karşı açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davalı H. K.'a karşı açılan menfi tespit davası yargılama sırasında istirdada dönüştüğünden istirdat davasının kabulüne, ... TL' nin ödeme tarihi olan 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı H. K.' dan alınarak davacıya verilmesine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Çekin keşide tarihinde değişiklik yapılmasına ilişkin parafın keşideciye ait olmadığı iddia edilmiş olmakla, dairemizin yerleşik içtihatlarına göre paraf imzanın sahteliği iddiası ve buna göre de keşide tarihinin önceki haliyle ibraz süresinin geçirilmiş olması senedin kambiyo vasfını etkileyeceğinden mahkemece, HMK'nun 266. maddesi uyarınca yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak keşide tarihi üzerindeki paraf imzasının dayanak çekteki keşideci imzası ile aynı el ürünü olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, keşideciye ait mukayese imzalar ile çek üzerindeki paraf imzanın karşılaştırılması suretiyle hatalı yöntemle yapılan bilirkişi incelemesinin hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin .............. ve takip tarihinin ............ olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 10 günlük ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, dolayısıyla takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, İlk Derece Mahkemesi'nce şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisinin de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesi olduğu, bununla birlikte senetteki hakkın zamanaşımına uğramış olmasının iptal kararı verilmesini engellemeyeceği- O halde mahkemece, iptali istenen çekin, zamanaşımına uğramış olmasının başlı başına çekin iptal edilmesini engelleyeceği gözetilerek iptal için diğer şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, çek ile ilgili gerekli ilanlar yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verildiği-
Kusursuz sorumluluğa sahip olan davalı Bankanın, dava konusu çeklerdeki keşideciye atfen atılan imzaların keşideci eli ürünü olmadığının belirlenmesi hâlinde çek hamiline herhangi bir ödeme yapmakla yükümlü olmayacağı- Muhatap bankanın, ileri sürdüğü sahtelik iddiasının ispatı hâlinde, (5941 s. K. m. 3/3) yasal sorumluluk miktarı da dâhil olmak üzere hamile ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacağı- Dava konusu çeklerdeki keşideciye atfen atılan imzaların sahteliğine ilişkin uyuşmazlıkta ispat külfetinin, davalı Bankada olduğu nazara alınarak, HMK. m. 211/1-b çerçevesinde bilirkişi raporunda işaret edilen keşidecinin çek tanzim tarihine yakın tarihli, değişik amaçlarla atmış olduğu samimi mukayese imzalarını içeren belge asılları ve davalı tarafından fotokopi olarak sunulan evrakın keşidecinin ıslak imzalarını havi asıllarının teminiyle yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- "Süresinde ibraz edilen çeklerin ödenmediği takdirde muhatap davalı Bankanın haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olacağından zarar ve kusurun ispatının davacı üzerinde olduğu, bu nedenle çeklerdeki keşideciye atfen atılan imzaların sahteliğini ispat külfetinin davacı üzerinde bulunduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor