Dava dışı işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” olduğunun anlaşılması karşısında uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 3/II-(D) bendine göre el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanların hakkında iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanacağından malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları kollarına tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu el halıcılığı dokuma işinde çalışmaya başlanılan tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı-
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığının yeterli olmadığı ve aynı zamanda o kimsenin yasanın belirlediği biçimde eylemli olarak çalışmasının da arandığı, dolayısıyla davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği- Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde kuruma verilen işe giriş bildirgesinin, kişinin işe alınmış olduğunu göstermesine rağmen fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemeyeceği- Davacının, tespitini istediği sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını tamamladığı tarihten önce olması nedeniyle 506 sayılı yasanın 60/G maddesi uyarınca tespiti mümkün olmadığı ve 18 yaşını doldurduğu güne karşılık gelen tarihten önceki hizmetinin de işveren tarafından halihazırda yöntemince davalı Kurum'a bildirilmiş olması halinde davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Müteselsilen borçlulardan birinin borcu yapılandırmış olmasının diğer borçlulara sirayet etmesi- 506 s K. mad. 80/12 hükmünden farklı olarak, 5510 s K. mad. 88/20 uyarınca, tüzel kişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerinin de prim borçlarından sorumlu tutulduğu- Alacağın, borçlu şirket tarafından ödenmesi oranında davacı borç yükünden kurtulacağından, dava dışı şirketin geçmiş yıllarda tecil ve taksitlendirme başvurularında bulunduğu gözetilerek, geçmiş yıllarda yapılan bu ödemelerin borçtan mahsubunun gerektiği- Dosyaya borcun yeniden yapılandırıldığına ve buna ilişkin ödeme planı yapıldığına ilişkin belgeler sunulduğundan, yapılandırma ile ödeme hususları tespit edilmeden ve dosyadaki eksikler giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
İşverenin, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecbur olduğu- Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarlarının, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenmesi gerektiği- Üst düzey yöneticiler şirketlerin prim borçlarından müteselsilen sorumlu olup doğrudan takibe tabi tutulabileceği-
Sigortalılık başlangıcının 27.10.1986 olduğunun tespiti istemine ilişkin davada, 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi tescilinin bulunmadığı da nazara alınarak, 01.01.1969 doğumlu olan davacı yönünden, sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 01.01.1987 tarihi olarak kabulü gerektiği-
  • kayıt gösteriliyor