Konut kredisi nedeniyle yapılan ferdi kaza ve hayat sigortasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, sigorta poliçelerinin yenilenmemesinde davalıların sorumlu olduğunun kabulü ile; murisin vefatına ilişkin tüm belgelerin temin edilip, her bir sigorta poliçesi yönünden esastan yapılacak inceleme ve araştırma doğrultusunda sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, kabule göre de; mahkemece, TTK'nın 1502. madde kapsamında prim ödenmesinden muaf sigorta yönünden karar yerinde tartışılmadan karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek "mütevvefanın bilmediği bir hastalık ile ilgili beyanda bulunmasının mümkün olmadığı, davacıların dava tarihi itibarıyla alacağının olduğu" sonucu ile davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, murise ait eksik kalan tüm tedavi ve hastane kayıtlarının ilgili yerlerden getirtilmesi; davacılar murisinde poliçe tanziminden önce teşhisi konulan kanser hastalığı konusunda uzman onkolog ve kardiyolog doktor bilirkişilerin de yer aldığı heyetten, kanser hastalığı teşhisi ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti için ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Adli Tıp Kurumu'ndan muris tarafından beyan edilmeyen diğer rahatsızlıkları ile ölüm sebebi arasında illiyet bağı olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmadığı, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulduğu-
Sigorta sözleşmelerinde ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediğinin tespiti için murisin hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda rapor almaksızın eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu- Acente, müvekkili adına sözleşme ve işlem yapmakla yetkili olup, acentenin müvekkili adına borçtan doğrudan sorumlu olmadığı- Acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı, icra takibi yapılamaz, asaleten husumet yöneltilemeyeceği ve ayrıca davalı banka tarafından sigortalı murisin mirasçıları davacılar aleyhine icra takibi de başlatılmamış olmasına göre bu aşamada davalı bankaya husumet düşmeyeceği-
Sigortalının poliçeden önceki rahatsızlıklarını bildirmediği ve bu bildirmeme halinin kast derecesinde olduğu; bildirilmeyen hastalıkların sadece ölüme etki eden faktör olup doğrudan ölüm nedeni olmadığı (bağlantının bulunmadığı) durumda, ödenen prim ile ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre (proporsiyon hesabıyla) tazminatın belirlenmesi gerektiği (TTK 1439/2)-
Murisin; sigorta şirketi ile arasında düzenlenen hayat sigortası sözleşmesi devam ederken, başvuru formunda kendisine sorulan sağlığıyla ilgili sorulara "hayır" cevabı vermesi ve bu beyanları imza ile tasdik etmesine rağmen ölüm belgesinde çeşitli rahatsızlıkların sebep gösterilmesi halinde, öncelikle mahkemece ATK’dan bir heyet raporu aldırılarak sigortalı murisin tedavi gördüğü ve gizlendiği iddia edilen hastalıkla ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının olup olmadığının (ölümün gizlenen hastalıktan meydana gelip gelmediğinin) tespit edilmesi gerektiği-
Ölen hayvanların, dava konusu hayvanlar olduğunun anlaşılması ve poliçe tanzim edilmeden önce hasta olmaları nedeniyle Hayvan Sigortası Genel Şartları uyarınca poliçedeki teminat kapsamının dışında oldukları-