Ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, aynı aracın zorunlu mali sorumluluk ve ihtiyari mali sorumluluk poliçelerinin davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edildiği, sigortacının toplam teminat limitinin ZMSS poliçesinde 57.500,00 TL, İMSS poliçesinde 50.000,00 TL olmak üzere toplam 107.500 TL olduğu, sigortacının yapmış olduğu ödemeler tenzil edildiğinde bakiye 8.108,00 TL sorumluluğunun kaldığı, bilirkişi raporunda ZMSS poliçesi içerisinde yer alan ihtiyari teminat limitinin (kişi başı 10.000,00 TL) hesaplamada dikkate alınmamış olmasının hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Desteğin maliki ve sürücüsü olduğu, davalının her iki aracın trafik sigorta şirketi bulunduğu iki aracın trafik kazası nedeniyle, maddi tazminat istemi-
Davacıların murisinin ölümüne neden olan olay tarihi ile müddeabihin artırıldığı ıslah tarihi arasında (15) yıllık bir sürenin geçtiği bilinerek, somut olaya uygulanması gereken BK. mad. 126 'da öngörülen (5) yıllık zaman aşımı süresinin ıslah tarihi itibariyle geçtiği; ıslah edilen miktarlar için davacıların maddi tazminat isteklerinin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
TCK. mad. 85 kapsamında taksirle öldürme suçunun varlığı sabit olduğundan, 2918 s. KTK. mad. 109/2 uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği ve kazaya neden olan kişi hakkında ölümü nedeniyle bir ceza davasının açılmamış olmasının, uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmayacağı- Davacının desteğinin tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda TCK'nun 85/2 maddesinde düzenlenen ve taksirle öldürme suçuyla ilgili ceza davasının TCK. mad. 66/1-d uyarınca on beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 s. KTK. mad. 109/2 uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden on beş yıl geçmeden açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği-
İşleten sıfatının belirlenmesinde taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, ibraz edilen sözleşme yükümlülüklerinin kim tarafından yerine getirildiği, gerektiğinde davalı işleten ve dava dışı kiracının varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat, cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, işletenlik sıfatının davalı şirkette mi, dava dışı kiracı şirkette mi bulunduğu hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacıların kızlarının davalı tarafından hatır için taşındığı, o halde meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın tutanaklarda belirtildiği üzere meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği, kusur oranları ve hatır taşıması hususu da değerlendirildiğinde, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacının olay tarihindeki yaşı itibari ile olayın vahametini algılayabilecek bir yaşta olmaması nedeniyle manevi tazminatın reddine karar verilemeyeceği; olayın meydana geldiği anda çocuğun yaşının dikkate alınmayacağı- Bir kişinin haksız fiil ile ölümü halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat hükmedilebileceği- Murisinin ölümü nedeni ile TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve TBK m. 56 manevi tazminat istemine ilişkin dava ödeme tarihinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde açılmış olup, ödemeye ilişkin belgenin makbuz hükmünde sayılıp sayılamayacağı ile ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkta, mahkemece yapılacak işin, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi olduğu; bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılarak ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmesi gerektiği- Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; ceza mahkemesince belirlenen maddi olgu ile bağlı olacağından, mahkemece, dosyanın ceza dosyası ile birlikte Karayolları Trafik Fen Heyeti veya İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir kusur uzmanı bilirkişi kuruluna tevdii ile olaya ilişkin olarak düzenlenen tutanak, ceza dosyası içeriği, tanık beyanları ve önceki bilirkişi raporları birlikte irdelenerek, oluş şekline göre ve özellikle, davacı sürücünün tali kusurlu olduğunun kesinleşmiş olması gözetilerek yeniden belirlenmesi ve çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında; 60 yaşından sonraki dönem pasif devre olsa da, bu dönemin de zarar hesabında dikkate alınacağı, bu zararın asgari ücret düzeyinde olacağının kabulü gerektiği-