Yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasının ancak ispat yükünün kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkün olduğu-
İş kazası sonucunda davacıda iş göremezlik derecesi, olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü dikkate alınrak, beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkimin, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerekeceği-
İş kazası nedeniyle, davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan olayın meydana gelmesinde davacıların yakınının kusurunun bulunmadığı, işverenin % 20 oranında kusuru olduğu, % 80 oranında da genetik faktörler, bünyesel durumlar ve beslenme alışkanlıkları gibi diğer nedenlerin etkili olduğu ve duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkimin, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerekeceği-
İş kazası nedeniyle, davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan olayın meydana gelmesinde davacıların yakınının % 10 oranında, işverenlerin ise % 90 oranında kusurlu olduğu ve duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi; hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmesi gerekeceği-
İş kazası nedeniyle, davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan olayın meydana gelmesinde davacıların yakının % 25 oranında, işverenlerin ise % 75 kusurlu olduğu, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkimin, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerekeceği-
İş kazası nedeniyle, davacının iş göremezlik derecesinin % 32,30 olarak belirlendiği, olayın meydana gelmesinde davacının % 20 oranında, davalıların ise % 80 oranında kusurlu olduğu ve duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkimin, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerekeceği-
İ.lı işleme dayalı bir davanın kural olarak yazılı delille kanıtlanması gerekmekte ise de, inanç sözleşmesi, yazılı belge ile kanıtlanamadığına göre, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek, karşı tarafın elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin varlığı halinde; inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği-
Mahkemece, zaman içerisinde diğer bağımsız bölümlerin kullanım biçimlerinin değişerek eylemli olarak “işyeri- ofis” olarak kullanılır hale geldiği belirtilmiş ise de, mesken niteliğinde kullanılması gereken diğer dairelerin de yeniden mesken niteliğine dönüştürülmesi için her zaman dava açılması olanaklı olup, davacı kanundan doğan hakkını kullandığından kendi taşınmazını evvelce işyeri olarak kiralamasına rağmen bu davayı açmasının TMK madde 2'ye aykırılık oluşturduğunun söylenemeyeceği-
Malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermeyeceği, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunu'nun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olup, vekil edeni bağlayacağı-
Taraflar arasında öteden beri mevcut iş ilişkileri dolayısı ile, o tarihe kadarki uygulama çerçevesinde birinin verdiği siparişi diğer tarafın ayrıca bir kabul beyanında bulunmaksızın bir süre sonra kabul ederek (fiili kabul) cevaplandırmış olmasının, durumun bundan sonra da böyle olacağı konusunda bir güven duygusu oluşturacağı-Davacı şirketin davranışları ile davalı şirkette yarattığı güvenle çelişecek şekilde sözleşmenin davalı şirket tarafından feshinden sonra, davaya konu edilen cezai şart tazminatını istemesinin çelişkili davranış yasağını oluşturacağı-