İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın arttırılması davalarında, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih 2014/176 sayılı iptal kararı nedeniyle 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddenin 12. fıkrasının uygulanamayacağı-
Kamulaştırmasız elatılan taşınmaz bedelinin tahsili, ecrimisil ve eski hale getirme bedeli istemiyle açılan davada, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yöntem olarak doğru olduğu ancak; bilirkişi kurulu raporunda emsal alınan taşınmazın satış tarihi 15.07.1990 olup, değerlendirme tarihinden yaklaşık 23 sene öncesine ait satış işlemi olduğu anlaşıldığından, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı, arsa niteliğindeki taşınmaza, bu niteliğine uygun olarak ecrimisil hesaplaması yapılması gerekli olup, bilirkişi kurulunca taşınmazın yolu olmadığından bahisle, işbu niteliğine uygun olarak kiraya verilemeyeceğinin belirtilmiş olması karşısında ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacıların taşınmazın el atmadan arta kalan bölümüne ilişkin eski hale getirme talebi yönünden müspet ya da menfi bir karar verilmesi gerektiği, taşınmazın tapu kaydında yer alan irtifak hakkı ile ilgili olarak enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer düşüklüğü hesaplanarak, taşınmazın bedelinden indirilmesi gerektiği- 
Derdest davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması hususunda 3 aylık sürenin öngörüldüğü-
Dava konusu taşınmazın tapu kaydında Hazine fazlalığı olduğuna ilişkin şerhle ilgili olarak, Hazinenin miktar fazlasının adına tescili için dava açıp açmadığı, açılmışsa sonucu araştırılmadan tapu kaydındaki yüzölçümü esas alınarak hesaplanan bedele hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Davacıların murisinin, dava konusu taşınmazda toplam 168/960 payı olduğu ve henüz davacılar adına tapuda intikal yapılmadığı gözönüne alındığında, murise ait payda davacıların veraset ilamındaki payları oranında tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde doğrudan davacılar adına olan payın iptali yönünde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-  6487 s. K. ile 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6.maddesinin 7 ve 13. fıkraları gereğince davacılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-  
Kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğu olayda uygulanması gerekli 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin 01.11.2012 tarihinde iptal edildiği, ilam tarihinin 11.06.2013'ten öncesine ait olduğu da nazara alınarak, borçlu aleyhine haciz uygulanmasında anılan yasal çerçevede hukuka aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazların dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un geçici 6. maddesine göre, alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından ve kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylem 1983 yılından sonra olduğundan; haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu idarenin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-