Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, hasara bağlı olarak oluşan zarara ilişkin bu yeni istemin HMK. mad. 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceği ve bu halde aracın pert-gizli ayıplı satılmasına bağlı olarak araçta oluşan hasarlara bağlı zarara dair alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Islah harcını yatırmayan davacıya süre verilerek harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden; aksi halde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerektiği- "Tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın TMK. mad. 1007 uyarınca tazmini" istemine ilişkin davaların nisbi harca tâbi olduğu-
Davacıların sonuç talebini "terditli dava" haline dönüştürmesinin "kısmi ıslah" niteliğinde olduğu- Davacıların öncelikli istemlerinin tapu iptali ve tescil olduğu gözetilerek tapu iptali ve tescil isteği yönünden değerlendirme yapılması, diğer bağımsız bölümler yönünden ise TMK. mad. 1023 ve 1024 gereğince iyiniyet araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Islahla kastedilenin, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı- Haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat istemli davada, dava konusu edilmeyen manevi tazminat talebin ıslah konusu yapılamayacağı-
İşçilik alacakları ile tazminat talep edilen somut uyuşmazlıkta; davacının 28.08.2015 günlü dilekçesiyle davasını ikinci kez ıslah ederek, bir kısım dava konusu alacak miktarlarını arttırdığı, yine aynı dilekçe ile terditli talepte bulunarak, ikinci kez ıslahın kabul edilmemesi halinde verilen bu dilekçenin yeni bir dava dilekçesi gibi kabul edilerek, arttırdığı dava değeri üzerinden hüküm kurulmasını talep ettiği anlaşılmakla; aynı davada ikinci kez ıslah yoluna başvurulması mümkün olmadığından, bahse konu dilekçedeki ıslah isteminin reddine , terditli talebi hakkında ise, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Islah harcının yatırılmaması halinde, ıslah harcını yatırması için davacı tarafa kesin süre verilmesi gerektiği-
Davacının, kendisine verilen iki haftalık süre içinde ama yasal bir haftalık süresinin geçmesinden sonra davasını ıslah ettiği ve harcını da aynı gün yatırdığı, mahkemece de ıslah edilen değerler üzerinden hüküm kurulduğu, ne var ki süresinde yapılmayan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Usul ekonomisi gereği iş sözleşmesinden kaynaklandığından dava dilekçesinde talep edilmeyen işçilik ile ilgili bir alacak kaleminin ıslah dilekçesiyle talep edilebileceği-
Davanın tamamen ıslah yoluna dava dilekçesinden itibaren tüm usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulacağı, davadaki talep kısmının değiştirilmesinin de davanın tamamen ıslahı mahiyetinde olduğu, kısmi ıslahta ise,tarafın belli bir usul işlemini ıslah ettiği, davadaki talep kısmının arttırılmasının da davanın kısmen ıslahı niteliğinde olduğu, gerek davanın tümden gerekse kısmen ıslahının tahkikatın sona ermesine kadar ve ancak bir defa yapabileceği, ikinci bir ıslah yoluna başvurulamayacağı-
Dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmeyeceği, hal böyle olunca, ıslah edilen alacak miktarları yönünden de faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile aksi şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirdiği-