Somut olayda, davacının, bonoların kira alacağına karşılık düzenlendiğini beyan ettiği, davalının, dava dilekçesi tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi davaya cevap da vermediği, böylece davalı, davayı inkar etmiş sayılacağı, bu durumda mahkemece, HMK'nun 169. ve devamı maddeleri gereği davalının isticvabının yapılarak takipte dayanılan bonoların ne amaçla tanzim edildiğine ilişkin beyanda bulunması için imkan tanınması ve senetteki alacağın ne şekilde doğduğu, bedelinin ödenip ödenmediği hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiği, davanın kira ilişkisinden kaynaklandığının anlaşılması halinde HMK mad. 4/1-a hükmü gereğince davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu hususuda gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İddianın dayanağı olarak davalının imzasını içeren evraklar ibraz edildiğinden imzaların davalının eli mahsulü olup olmadığının üzerinde durulması, davalının isticvabına karar verilmesi gerektiği- Taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kaldığından gayrimenkul rehni bakımından geçerliliği olan TMK. mad.873 'ün inanç sözleşmelerine dayalı temlike konu taşınmazlar bakımından uygulama yeri olmadığı-
Kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesi davasında, mahkemece, yabancı dilde hazırlanmış belgelerin değerlendirilmesinde şu husus gözden kaçırılmamalıdır ki; yabancı dili bildiği ispatlanmayan işçi tarafından, yabancı dilde düzenlenmiş belgenin anlaşılabilmesi ve değerlendirilebilmesinin mümkün olmadığı anılan sebeple, davacının isticvabı neticesinde, yabancı dilde hazırlanmış belgelerde yazılı ödemelerin kabul edilmemesi halinde, işçinin ücret ödemelerinin yapıldığı banka hesap dökümleri celp edilerek değerlendirilmeli ve ödemenin banka aracılığıyla yapıldığı hususunun ispatlanmaması durumunda, yabancı dilde hazırlanmış belgelere itibar edilmemesi gerektiği-
Islahtan sonra davalının süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğuna göre, genel tatil alacağı bakımından zamanaşımına uğrayan kısımların hesaplamaya dahil edilmemesi gerekeceği - İbraname ve feragatname" başlıklı 06.08.2010 tarihli davacının imza inkarında bulunmadığı belgede genel tatil alacağı ücreti olarak 879,28 TL alındığının yazılı olduğunun anlaşılması karşısında, davacının isticvap edilmek suretiyle söz konusu bedeli alıp almadığının sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Cevap dilekçesi vermeyen davalının, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağının kabulü gereği- Davacının dayandığı ve davalı tarafından verildiği iddia edilen senetlerdeki imzanın aidiyetine ilişkin olarak davalıya meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılıp imzanın inkar edilmesi halinde, davalı tarafın temsile yetkili görevlilerinin tatbike medar imzaları ile mahkemece alınacak imzalarının birlikte senet asılları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereği-
Eser sözleşmesinin yazılı geçerlik şekline tabi olmadığı, yüklenici yanında çalışan ve yapılan imalatı listeleyerek altını imzalayan mimarın, taraf olmadığından isticvap edilemezse de akdi ilişkinin mevcudiyeti bakımından tanık sıfatıyla dinlenebileceği-
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında davanın tarafları dışında üçüncü bir şahsın isticvabının mümkün olup olmadığına ilişkin olup, hakimin davayı aydınlatma ödevine ilişkin 31'inci maddede, hakimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü konular hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği, kanıt gösterilmesini isteyebileceği-
Davacı tanık deliline dayandığından HMK mad. 203/1-a uyarınca gösterdiği tanıkların dinlenildiği ve dinlenilen her iki tanıkta davacının iddialarını doğrular mahiyette beyanda bulunduğu, davalı duruşmaya gelmediği ve davaya cevap vermediği için davayı tümüyle inkar etmiş sayılacağı, uygulamada ve öğretide tarafın isticvabı ile taraf veya vekilinin hakimin müphem gördüğü hususların aydınlığa kavuşturulması amacıyla dinlenmesini birbirinden ayrı tutulduğu, olayda müphem bir husus bulunmadığı gibi, davacı davasını ispatladığından davalının isticvap olunarak kendi aleyhine olan belli bir veya bir kaç vakıa hakkında dinlenmesinin mümkün olmayacağı-
Davanın sonucuna doğrudan etki edecek nitelikteki belgeye karşı davacı asılın beyanlarının alınması için HMK mad. 169 ve devamı gereğince anılan belge sureti de eklenmek suretiyle isticvap davetiyesi çıkarmak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibaret olduğu-
Araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağına-