Davacının davalı işverene ait işyerlerinde aralıklarla çalıştığı uyuşmazlıkta, yabancı dilde hazırlanan ibranameye davacı işçi tarafından içeriğinin anlaşılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle değer verilmemişse de, davacı asıl isticvap olunmaksızın sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- Yargılama aşamasında sunulan bu belgelerle ilgili olarak davacı asilin, HMK 169 vd. uyarınca isticvap olunması gerektiği- Yabancı para üzerinden ücret alan işçiler yönünden talep olması halinde kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hesaplanmasına yasal bir engel olmadığı-
Bedelsizlik iddiasına ilişkin olarak gerekçeli kararda mahkemenin hiçbir tespitte bulunmadığı, bu yöndeki delilleri tartışmadığı görülmekle, senet metninde senedin ihdas kısmı boş bırakıldığında kural olarak "nakten" olduğunun kabulü gerektiği, davacı bunu talil ederek "malen" olduğunu iddia etmekte ise aynı kuvvette kesin delil sunmak zorunda olup, davacının senedin bedelsizliğine ilişkin yazılı delil sunmadığı, davalı yanın mücerretlik savunmasının geçerliliğini koruduğu, bedelsizlik iddiası aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olmakla, yemin ve isticvapla da kanıtlanmasının mümkün bulunmadığı-
Tarafın, ancak kendi aleyhine olan vakıalar hakkında isticvap edilebileceği- İsticvap davetiyesi ile, isticvabına karar verilen tarafın, hangi vakıalar hakkında isticvap olunacağı, geçerli özrü olmaksızın gelmediği ya da gelip de sorulan sorulara cevap vermediği takdirde, sorulan soruları ikrar etmiş sayılacağı kendisine bildirileceği, bu davetiyenin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen, taraf oturuma gelmez ise, isticvap konusu vakıaları kabul etmiş sayılacağı-
İsticvap, bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir vakıa hakkında mahkeme tarafından dinlenmesi anlamına gelmekte olup, davanın aydınlatılmasına katkıda bulunan bir usul işlemi olarak tanımlandığı- İsticvabın, bizzat taraf davet edilmek suretiyle yapılacağı ve usulüne uygun davetiyeye rağmen taraf isticvap için mahkemeye gelmezse isticvap edilen vakıanın ikrar edilmiş sayılacağı- Davacının delil olarak dayandığı sözleşme içeriği ile altındaki imza konusunda beyanı alınmak üzere davalı şirketin yetkili temsilcisi isticvap edilip, sözleşmenin altında davalı şirket adına atılan imza ve içeriği konusunda beyanı alınıp, imzaya ve imzalayanın yetkisine itiraz edilmesi halinde imza incelemesinin HMK'nın 208 ve devamı maddelerine göre, imzalayanın yetkisi ve davalıyı bağlayıcı olup olmadığının TBK'nın 40 ve devamı maddelerine göre, incelenip değerlendirildikten sonra işin esasının incelenip davanın sonuçlandırılacağı-
İsticvabın, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan hususlar hakkında olacağı- Taraflar arasında kira ilişkisinin varolduğu ve uyuşmazlığın kira bedeli konusunda olduğu, 1999 yılına kadar taşınmazı kiracı olarak kullandığını davalı da kabul etmekle bu durumda en azından son ödenen kira bedeli üzerinden ödenmeyen kira bedeli tutarı belirlenerek, belirlenen tutar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerektiği- Bu durumda mahkemece; HMK’nın 169. maddesi uyarınca davalı asil isticvap edilerek, davalıdan son ödediği kira bedelinin sorulması, davalının kabulünde olan son kira bedeli üzerinden talep konusu döneme ilişkin hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tarafların dinlenilmesi ile isticvabının farklı şeyler olduğu- Taraf çağrıldığı oturuma gelmezse, ikrar etmiş sayılma yaptırımının uygulanabilmesi için tarafın isticvap için çağrılmış olması gerektiği- Tarafın, ancak kendi aleyhine olan vakıalar hakkında isticvap edilebileceği, tarafın kendi lehne olan vakıalar için ancak dinlenebileceği- Somut olayda, dava dilekçesinde, ücret alacağı “maaş alacağına mahsuben 100,00 TL” olarak talep edilmiştir, dava dilekçesi, ödenmeyen ücret alacağına ilişkin soyut ve genel anlatımlar içermekte olup, hangi ay ve yıla ait, ne kadar ücret alacağının ödenmediği belirtilmemiştir, bu anlamda olmak üzere, ücret alacağı bakımından dava dilekçesinde somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediği anlaşıldığından, ücret alacağı talebinin somutlaştırması için mahkemece davacı tarafa uygun bir kesin süre verilmesi ve bu suretle yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Uygulamada alacak-borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen, alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görüldüğünden, davacı alacaklının, borçlu davalı ........ şirketinden alacağının 'gerçek' bir alacak olması gerektiğinden, mahkemece, alacaklı davacıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu davalı isticvap edilerek çek-senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, bu yönde beyanda bulunan tanıkların beyanları netleştirilmeli ve davacının borçludaki alacağının 'gerçek' bir olacak olup olmadığı tespit edilerek, ön koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği- Bu durumda; mahkemece, tacir olan ve ticari defter tutmak zorunda olan davalı borçlu ........şirketinin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, dava dayanağı takip dosyasındaki çekin dayanağı ticari ilişki ve borcun doğumu araştırılarak, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu davalı isticvap edilerek, çek-senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, bu yönde tanık beyanları alınarak değerlendirme yapılması gerekeceği-
Davacı, davalıya banka havalesi ile borç olarak para gönderdiğini tanık delili ile ispatlayamazsa da, HMK. mad. 169 vd. gereğince davalıya meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılarak, davacının delil olarak dayandığı e-postaların davalı tarafından gönderilip gönderilmediği, e-posta içeriğinde bahsi geçen borç ilişkisinin nereden kaynaklandığı davalıya sorulup e-posta çıktıları hakkında açıklama yaptırılması gerektiği-
Bono vasfındaki kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delil ile ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı tarafa davaya konu senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap talebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin ‘isticvap talebinin reddi’ kararının usule uygun olduğu-
Mahkemece, davalının isticvap edilerek kasa tediye fişindeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulduktan sonra, davalının imzayı açıkça inkar etmesi halinde belgenin aslı ile mukayeseye elverişli imza örneklerinin temin edilerek bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılarak neticesine göre, davalının savunması uyarınca imza incelemesine gerek olmaması halinde ise, dosya içerisindeki diğer tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-