8. HD. 25.04.2017 T. E: 2015/13404, K: 6116-
8. HD. 02.03.2017 T. E: 2015/10165, K: 2753-
Artık değere katılma alacağı isteğine ilişkin davada, "duraksamaya yer vermeyecek şekilde bağış iradesini ortaya koyacak beyan ve davranış" olmadığından beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak taşınmazın davalı eş adına tescil edildiği sonucu çıkacağı ve mal rejimi tasfiyesinin bu hususa göre yapılması gerektiği- Bir eşin diğer eşe ait bir malvarlığına yaptığı her katkının ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı- Duraksamaya yer vermeyecek şekilde bağış iradesinin ortaya koyacak bir beyan ve davranışın bulunmaması halinde, salt davacı tarafından bedeli ödenerek taşınmazın davalı adına tescil edilmesi işleminin tek başına bağış olarak kabul edilemeyeceği-
Dava konusu mirasbırakan adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki bina ve eklentilerinin tamamının davacı tarafından kendi emek ve sermayesi ile meydana getirildiği ispatlanamamış olup mahkemece, dava konusu iki katlı ana binanın batı kısmındaki 1. normal kat mesken nitelikli bir adet bağımsız bölümünün tamamının (krokisinde B ile işaretli), batı kısmında eklentili alt katı kömürlük, üst katı mesken nitelikli binanın ise, 1/2'sinin davacı tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmiş ise de, bahsi geçen evin inşası sırasında davacının murise ait kahvehaneyi işlettiği ve gelir getirici başka bir iş ve malvarlığının bulunmadığı, binanın inşaatı ile mirasbırakanın da ilgilendiği, bina tamamlandıktan sonra ortak kullanıldığı dikkate alındığında davacının binanın yapımındaki katkılarının babasına karşı ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olduğunun ve böyle bir görevin ifasının, muhtesatların davacıya ait olduğu sonucunu doğurmayacağının kabuü gerektiği-
Mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği-
Duraksamaya yer vermeyecek şekilde bağış iradesinin ortaya koyacak beyan ve davranış yoksa, salt davacı adına kayıtlı olan taşınmazın bedelsiz olarak davalı adına tescil edilmesi işleminin tek başına bağış olarak kabul edilmesi için yeterli olmadığı, bu itibarla eldeki davada dava dilekçesindeki beyanların bağış iradesini gösterir nitelik taşımadığı, esasen beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, taşınmazın davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmakla, talep uyarınca iddia ve savunma çerçevesinde mal rejiminin tasfiyesi hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz üçüncü kişiden alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiş, diğer yandan; davacının bağış iradesini ortaya koyduğunu kabul edilebilecek herhangi bir ifade veya açıklama dosya arasında bulunmadığı gibi bunun ifade edilmiş olmasının taraflar aleyhine sonuç doğurmaması gerektiği; alım tarihinden boşanma dava tarihine kadar evlilik içinde davacının davalıdan taşınmazı istememiş olmasının da davacı aleyhine yorumlanamayacağı- Evlilik içerisinde 01.01.2002 tarihinden önce tarafların katkıları ile satın alınan malların, ya da 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen malların, eşlerden biri adına tescil edilmiş olması halinde diğer eşin katkısı oranında katkı payı-değer artış payı- katılma alacağı isteme imkânı bulunmakta olup, alacak isteğinde bulunan eşin bağış iradesinin olmaması halinde belirtilen isteklerin ileri sürülmesine engel bulunmadığı-
Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmalarının bağış olarak değerlendirilemeyeceği- Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esas olup, gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabalarının, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmaması gerektiği- Dava konusu taşınmazın, davacı tarafından eşine duyduğu güvene dayanılarak onun adına tescil ettirdiği anlaşıldığından, eşler arasındaki bu ilişkinin bağış olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde, önceki deliller, taşınmaza ilişkin ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu kaydı,resmi akit tablosu ve dayanılan noterlik satış sözleşmesi birlikte değerlendirilerek mal rejiminin tasfiyesi hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazın davalı adına tescil işlemi, TBK mad. 285 vd. gereğince "gizli bağış" kabul edilmiş ise de; mal rejiminin tasfiyesine konu taşınmazın bedelinin tamamının ya da önemli bir kısmının eşlerden biri tarafından karşılanmak suretiyle satın alınarak davalı eş adına tescil edilmesinin o eşe yapılan bağış olarak kabul edilemeyeceği- Duraksamaya yer vermeyecek şekilde, bağış iradesinin ortaya koyacak beyan ve davranış yoksa, salt satın alınan malın bedelinin karşılanıp, diğer eş adına tescil edilmesinin, tek başına bağış olarak kabul edilmesi için yeterli olmayacağı- Dava dilekçesindeki beyanların "bağış iradesi"ni gösterir nitelik taşımadığı, esasen davacının güvene dayanarak satın aldığı taşınmazı davalı adına tescil ettirdiği anlaşıldığından taşınmazın edinilmiş mal niteliğinde olduğu kabul edilerek talebin değerlendirilmesi gerekeceği-
Sadakatsizlik nedeniyle TBK. mad. 285 uyarınca bağıştan rücu; olmadığı takdirde tasfiye alacağının tahsili isteğine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-