Kesinleşmiş ortaklığın giderilmesi kararı olsa dahi diğer paydaşları zarara uğratmak için muvazaalı kurulduğu anlaşılan intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Muvazaanın, kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk olduğu- Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmünde olduğu-
«İ. sözleşmesi»ne dayalı tapu iptali ve tescil davalarında araştırılacak hususlar–
Bir hukuksal işlemin mahiyetinin, tarafların kullandıkları deyimlere yani söze göre değil de, onun gerçek özüne göre belirtilmesi gerekeceği - gerçek veya faraz olarak arzunu saptanmasında, ilk başvurulacak unsurun sözleşmede tarafların kullandıkları deyimler olduğu–
İİK. 277 vd. göre açılan "tasarrufun iptali davası"nın, ıslah yolu ile BK. 18'e (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı "tapu iptali ve tescil davası"na dönüştürülebileceği ve bu durumda, davanın "taşınmazın aynına ilişkin bir dava" haline gelmiş olacağı ve HUMK'un 13. (şimdi; HMK.'nun 12.) maddesi gereğince, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemenin yetkili olacağı–
Muris muvazaasına ilişkin uyuşmazlıklarda, murisin asıl irade ve amacının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmasının gerekeceği ve murisin sağlığında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçılarını kapsayacak şekilde yaptığı paylaştırmalarda mal kaçırma kastından söz edilemeyeceği-
Dava kademeli olarak açılmış ve terkin isteği yerinde görülmediği takdirde tenkis isteminde bulunulmuştur; ne var ki, yerel mahkeme, aynı davayı kabul etmesinin doğal sonucu olarak, tenkis istemini, eski Türk Kanunu Medenisi ’nin 510 ve Yeni Türk Medeni Kanunu’nun 568.maddesi çerçevesinde araştırıp değerlendirmediğinden, tenkis isteğinin hükme yeterli derecede soruşturularak hasıl olacak uygun sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Murisin diğer mirasçılardan mal kaçırma irade ile temliki gerçekleştirmediği gözetildiğinde 1.4.1974 tarih ve1/2 Sayılı inançların Birleştirme Kararının olayda uygulama olanağının bulunmayacağı-
Davaya konu taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edildiğinin anlaşıldığı, ancak miras bırakanın gerçek amacının ölünceye kadar bakım karşılığı ile temlik etmek mi yoksa muvazaalı mal kaçırmak mı olduğu yönünde yeterli delil toplanmış olmadığı -Dolayısıyla öncelikle miras bırakanın başka taşınmazı bulunup bulunmadığı hususunun ilgili merciilerden sorulması, veraset ilamının alınması, taraf tanıklarının dinlenmesi ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, dolayısıyla eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Miras bırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereğince yaptığı temlikin muvazaalı olup olmadığının belirlenebilmesi için, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile kuralları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığı miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı gibi olguların gözönünde tutulması gerekeceği–