TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - III. Tazminat > Madde 51 - 1. Belirlenmesi
Sigortalı araç sürücüsünün çarpması neticesinde malul kaldığını beyan ederek sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri talebinde bulunduğu, alınan kusur raporları ile davacının kazada asli ve tam kusurlu olduğu, taraflara raporların tebliğ edildiği, davalı sigortanın kusur nispetinde sorumlu olması ve davalıya sigortalı aracı kullanan sürücünün kazada kusurunun olmaması gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği-
Maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğundan çelişkilerin giderilerek kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun maluliyet raporu alınması gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunmasının gerektiği- Yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemeyeceği- Hâkimin, hatır taşımasında gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda olmadığı- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davacı vekilinin dava ve ıslah dilekçesinde, müvekkilinin kullanmak zorunda kaldığı kredi için "kredi kullanma" tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunmasına rağmen mahkemece talep aşımı oluşturacak şekilde "haksız fiil" tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığı- Davacının dava dilekçesinde tazminat talebinin "işleyecek faizi" ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talebinde bulunduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar ıslah dilekçesinde en yüksek banka mevduat faizi ile tahsil talebinde bulunmuş ise de ıslahla faiz türünün değiştirilemeyeceği-
Alınan kusur raporu ile davacının kazada kusurunun olmamasına, Anayasa Mahkemesi 26.07.2023 tarihinde 2023/43 Esas, 2023/141 Karar numaralı kararı ile “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş olmasına, ıslah dilekçesi ile müştereken ve müteselsilen sorumluluk esasına dayanılmış olmasına göre karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği- Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile davalı araç sürücüsünün olayda %20 oranında, köpeklerin ise %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunda belirtilen olayın oluş şeklinin, mevcut durum ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, araç sürücüsüne verilen kusurun belirlenmesinde köpeklerin eyleminin değerlendirildiği ve araç sürücüsünün, mahalde bulunan çocukları ve bu çocuklara saldıran köpekleri gördüğünde seyrini müteyakkız bir şekilde sürdürüp mevcut hızını azaltarak emniyetle durabilecek şekilde seyrini sürdürmemiş olması nedeniyle kendisine kusur verildiği, zarardan sürücünün kusuru ile sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin itirazı yönünden ise, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun olmaması, davacının zararının kusura dayalı olarak talep etmemiş olması, yola çıkan köpeğe kusur izafe edilmesi halinde dahi zararın karşılanmasının müştereken ve müteselsilen davalıdan talep edebileceği, uzlaştırmanın varlığı nedeni ile davanın reddinin talep edildiği ancak 02.12.2014 tarihli uzlaştırma raporunda yalnızca davacı küçüğün babasının imzasının bulunması, evlilik birliği devam ettiği ve velayet müşterek kullanıldığı halde annenin uzlaşma tutanağının tanziminde hazır bulunmadığı ve imzasının yer almadığının anlaşılmasına göre usulüne uygun gerçekleştirilmiş bir uzlaşmadan söz edilemeyeceği-
Kusur raporu ve kaza tespit tutanağına göre davalıya sigortalı sürücünün kazada tam kusurlu olmasına, kaza tarihi itibari ile geçerli yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu alınmış olmasına, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin kullanılmasının usul ve yasaya uygun olmasına, davalıya 11.01.2021 tarihli dilekçe ile başvuru yapılmış olmasına, davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden sorumlu olmasına, kaza tarihinin kaza tespit tutanağı ve tedavi evraklarına göre 30.04.2019 olmasına rağmen dava dilekçesi ve karar içeriğinde 30.04.2018 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir hata olup bozma nedeni yapılmamış olmasına göre, karar usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği-
Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği- İtiraz Hakem Heyetince maddi tazminat isteminin müterafik kusur nedeniyle reddedilen bölümü yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-