Örnek (7) nolu ödeme emrinin borçlunun adresine "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu ............' dan sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat .......... Muhtarı ........... imzasına 26.05.2023 tarihinde teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. En yakın kapıcı ............' a haber verilmiştir." şerhi ile 26.05.2023 tarihinde tebliğ edildiğinin ve söz konusu tebligatta muhatap borçlunun tebliğ anında "çarşıya" gittiği belirtilmiş olup, muhatabın kısa süreli adresten ayrıldığının tebliğ mazbatasından anlaşıldığı, bir başka ifade ile tebligatta "dışarıda, şehir dışında" gibi bir ibare söz konusu olmayıp, hayatın olağan akışına göre gün içerisinde muhatap borçlunun adrese geleceğinin anlaşıldığı, dolayısı ile muhatap çarşıya gitmiş olmakla tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususunun araştırılmasına gerek olmadığı, tebligatın bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olduğu-
Şikayete konu satış ilanı tebliğ mazbatasında her ne kadar posta memurunun tebligatın yapılmasına ilişkin şerhinin altında bir tarih yazılı değil ise de; tebligatın üzerindeki kaşelerde tarihin yer aldığı ve yine dosyada mevcut PTT bilgilerine göre kaşedeki tarihe uygun olarak tebligatın tesliminin yapıldığı görülmekle satış ilanı tebligatının bu yönden usulsüz sayılması aşırı şekilcilik olup bu sebebe dayalı olarak ihalenin feshi yerinde olmadığından sair istinaf sebepleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Uyuşmazlık; dava konusu kaza sonrasında 18.03.2011 tarihli tutulan iki ayrı tutanağın birinde “kaza nedeniyle etrafa dağılmış vaziyette bulunan tüm malzemelerin davacı şirket müdürüne teslim edildiğinin” yazılması, diğerinde ise “aracın ve içerisindeki malzemelerin araç sürücüsüne teslim edildiğinin yazılması, ayrıca araç sürücüsünün ifadesinde “kaza sonrası tüm malzemelerin hasara uğradığını” beyan etmesi karşısında taşınan malzemelerin tamamının hasara uğrayıp uğramadığı noktasında araştırma yapılmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
"Tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığını" ileri süren borçlunun bunu ispat etmesi gerektiği- (Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı) Bilirkişi raporlarında "imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda bir kanaat bildirmenin mümkün olmadığı" sonucuna ulaşıldığından, mazbatadaki imzanın kendisine ait olmadığı hususunun borçlu tarafından ispatlanamamış olduğu-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 2/1. maddesinde disiplin hapsinin; "Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, önödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapis" olarak tanımlanmış olduğu- İİK.'nin 76. maddesi gereğince mal beyanında bulunmamak suçunun oluşabilmesi için "borçlu sanığa usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen, yasal süre zarfında mal bildiriminde bulunmamış olması" gerektiği- Öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'a göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekeceği-
TK 21/2. madde gereği yapılan ödeme emri tebligatında, tebliğ memurunca tebliğin yapıldığı tarihin yazılmadığı görüldüğünden, yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği- İlk Derece Mahkemesince, öğrenme tarihi olarak bildirilen ............... tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ileri sürülen tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekeceği-
Satış ilanı tebligat parçasında muhatabın çarşıda olduğu beyanını veren kişinin en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiden hangisi olduğu yazılı olmadığı gibi, haber verilen en yakın komşu, kapıcı veya yöneticinin adı ve kim olduğu da belirtilmediğinden yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Tebliğ tutanağında; beyanına başvurulmuş olup da isim ve imzadan imtina etmiş komşunun ad ve soyadının belirtilmemesi hâlinde tebliğ işlemi usulsüz olacağından, muhatabın beyan ettiği tarihe göre temyiz isteminin süresinde olduğu- Görevsizlik kararından sonra, görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği- Davanın taraflarının, görevsizlik kararı kesinleşmeden (iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan) önce, görevsiz mahkemeye (dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için) başvurmuş ise bu başvurmanın da geçerli olduğu-
Muhatabın takip talebinde gösterilen adresine, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memurunun kendiliğinden Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesini uygulayarak tebliğ edildiğinin görüldüğü, satış ilanı tebliğinin bu hâli ile Tebligat Kanunu’nun 21/2 ve 23/8. maddesi ile Yönetmeliğin 16/2 maddelerine göre usulsüz olduğu, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan, borçlu yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ... adına çıkarılan satış ilanının, “Gösterilen adreste muhatabın kendi imzasına tebliğ ettim.” şerhiyle “B.... K..........” isim ve imzasına tebliğ edildiği, evrakın borçluya tebliğ edildiği belirtilmesine rağmen borçlunun imzasının alınmadığının anlaşıldığı, bu hali ile yapılan tebligatın, yasa hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-