Sözleşmeye dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazların iptali istemi-
Borçlunun borcundan kefilin sorumlu tutulabilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkındaki icra takibinin semeresiz kalmış olması gerekeceği-
Borçlunun borcundan adi kefilin sorumlu tutulabilmesi için borçlu aleyhine Türkiye'de takibatın imkansız hale gelmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi veya hakkındaki icra takibinin semeresiz kalmış olması gerekeceği-
Alacaklının, matbu bono kullanılarak oluşturulmuş ve keşide tarihi bulunmayan adi yazılı belgeye dayalı olarak takip yapıldığı, bu belgede borçlunun kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu ve kefaletin adi kefalet niteliğinde olduğu, belgenin asıl borçlusundan senet bedelinin tahsili istemi semeresiz kalmadan, kefil aleyhine takip yapılamayacağı gibi, takip dayanağı senedin lehtar kısmındaki bu ibarenin, lehtarın alacaklı şirket olduğu anlamını taşımadığı ve dolayısıyla alacaklı lehine verilmiş bir kefalet de bulunmadığına göre, itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 18.12.2014 T. E: 8125, K: 16779-
Alacaklının asıl borçlu hakkında takip yapıp, bu takibin semeresiz kalmadan (adi) kefil hakkında takip yapmasının mümkün olmayacağı-
HMK.nun 26.maddesi uyarınca, taleple bağlılık ilkesi gereği hakim tarafların talebi ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- İcra takibinde, davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan %10 aylık gecikme faizi üzerinden talep edilen işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden işleyecek olan aylık %10 faiz, TBK'nun 120. maddesindeki temerrüt faizinin üst sınırını aştığından, TBK'nun 120/2. maddesi gereğince mevzuat hükümlerine göre belirlenen faizin yüzde yüz fazlası olarak uygulanarak, işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren bu miktar üzerinden faize hükmedilmesi gerekeceği-
Adi kefalette alacaklının, TBK. mad. 585 'te yazılan istisnalar dışında asıl borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemeyeceği, kefil hakkında tahliye kararı verilemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kefil hakkında da itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesinin "kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi" koşuluna bağlı olduğu-
Adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi için "kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi" şartının gerçekleşmesi gerektiği, olayımızda bu koşullardan hiçbiri gerçekleşmediğine göre asıl borçluya gidilmeden adi kefil hakkında takip yapılamayacağından mahkemece kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-