6.01.2013 düzenleme tarihli bononun üst kısmındaki vade tarihinde yapılan değişikliğin tasdik edilmemesi nedeniyle geçerli olmadığının kabulü gerekmekte olup, bu durumda üst kısımdaki vade tarihinin “16.01.2013” tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bononun metin kısmındaki vade tarihinin ise “16 Ocak 2014” olduğu görülmüş olduğundan çift vade içeren bu senedin, kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı anlaşıldığından, İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali gerektiği-
Bononun çift vade içermesi sebebiyle TTK' nın 778 maddesi atfıyla aynı Kanunun 703. maddesi uyarınca bono olarak kambiyo senedi vasfını kaybedeceği ve yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilmesi gerekeceği- Dava konusu senet bir bono gibi tanzim edilmişse de çelişkili vade içerdiği için bir kambiyo senedi niteliğinde değildir. Bu nedenle bu bonoda avalist olan davacının şekle aykırılık nedeniyle aval sorumluluğu sona erdiğinden avalist konumundaki davacı yönünden davanın kabulü gerekeceği-
Düzenlenme yeri bulunmayan dayanak belgenin, bono olarak kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanılarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olmadığı- Bono tanzim yeri olarak idari birim adının yazılmasının gerekli ve yeterli olduğu- Ayrıca adres gösterilmesinin zorunlu olmadığı- Çift vadeli düzenlenen senetlerin, bono vasfında sayılamayacağı düzenlenmiş ise de, tanzim tarihinin “vade” bölümünde tekrarının, çift vade anlamına gelmeyeceği-
Çift vadeli düzenlenen senetler, bono vasfında sayılamazsa da, tanzim tarihinin tediye tarihinde tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği-
Bononun tahrifattan önceki vade tarihinin, senedin tarihinden önce olduğu anlaşıldığından kambiyo vasfını yitirdiği, mahkemece, İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı 17.12.2013 düzenlenme tarihli bonoda “ödeme tarihi” kısmında 17.03.2013 tarihinin yazılı olduğu, senet metninde ise vadenin “17 Mart 2014” olarak gösterildiği, bu haliyle bonoda çift vade olduğu anlaşılmakta olup, bu hususun mahkemece re’sen gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Senedin ödeme tarihinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki ödeme (vade) tarihinin düzenlenme tarihinden önceki bir tarihe ait olduğunun anlaşılması halinde, senedin kambiyo niteliğinde bulunmadığının kabulü ile kambiyo takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlular vekilinin süre tutum dilekçesinde, temyiz eden olarak borçlulardan sadece birinin ismine yer vermesi halinde, diğer borçluların ismine sadece ayrıntılı temyiz dilekçesinde yer vermesi halinde bu borçluların süresinde temyiz yoluna başvurduklarının kabul edilemeyeceği- Tahrifat öncesi vade tarihinin, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermesi ya da vade tarihinin, düzenlenme tarihinden önce olduğu sonucuna varılması halinde ise, senet kambiyo vasfını kaybedeceğinden İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptali gerektiği- Dayanak senetteki ödeme tarihi üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise, ödeme tarihinin tahrifattan önceki hali, HMK’nun 266. maddesi uyarınca, yöntemine uygun biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenmesi gerektiği-
Takip dayanağı senetlerin düzenleme tarihi itibariyle, çift vadeli olarak düzenlendiğinden bono vasfında sayılamayacağından takibin iptalinin gerekeceği-
Bononun vade tarihinin "keşide gününden muayyen bir müddet sonraya" ait bulunmasının zorunlu olduğu, aksi takdirde dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımayacağı- Bilirkişi raporuna göre, senedin tanzim tarihi yıl hanesinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki tanzim tarihinin ne olduğu, buna bağlı olarak da vade tarihinin tanzim tarihinden sonraya ait bir tarih olup olmadığı belirlenemediğinden, bu belirsizliğin borçlular lehine değerlendirilerek senedin kambiyo vasfının ortadan kalktığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kambiyo senedi niteliğini taşımayan bu belge ile kambiyo takibi yapılmasının mümkün olmadığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • kayıt gösteriliyor