Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan babanın yurtdışında olması nedeniyle, davacı babaanne ve dede torunlarını babaya tanınan kişisel ilişki süresinde fiilen görme olanağını bulamadıklarından babaya tanınan kişisel ilişki süresinden davacıların da yararlanabilme olanaklarının bulunduğu da dikkate alınarak; çocukla davacılar arasında daha kısa süreli ve annenin velayet hakkını kullanmasına engel oluşturmayacak şekilde kişisel ilişki tesisi gerekeceği-
Davacının torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkı olup, davacının bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada bir delil de bulunmadığından davacı ile torunu arasında uygun kişisel ilişki tesisine karar verilmesinin gerekeceği-
Aile mahkemesi uzmanları tarafından düzenlenen rapor ile çocukların davacı halaları ile kişisel ilişki kurulması gerektiği bildirildiğinden top­lanan delillere ve aile mahkemesi uzmanları­nın raporu kapsamına göre mahkemece ço­cuklar ile davacılar arasında uygun bir süre ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Kişisel ilişki kurulduğunda çocuğun huzuru tehlikeye girmeyecekse, çocuğun gelişimi olumsuz etkilenmeyecekse, küçüğün babaannesi ve halasıyla uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde, çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkının diğer kişilere ve özellikle hısımlarına da tanınabileceği-
Anneanne ve dedenin küçükle kişisel ilişki kurulmasını isteme haklarının Türk Medeni Kanunun 325. maddesinde kanuni bir hak olarak da tanınmış olduğu–
Büyükbaba ile çocuklar arasında kişisel ilişkinin kurulmasını gerektiren şartların gerçekleşmesi halinde uygun bir kişisel ilişki kurulmasının gerekeceği–
Yargı kararı ile kişisel ilişki kurduğu torununu annesine teslim etmeyen dede aleyhine açılan velayet davasının kabulü gerekeceği–
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor