Torunla dede arasındaki kişisel ilişkinin icrası sırasında yapılan masrafların tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasının aile mahkemesinde, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bulunan asliye hukuk mahkemelerinde aile mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği-
Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını,isteme hakkının üçüncü kişilere, özellikle hısımlara tanınabileceği, bu davalara aile mahkemesinde, aile mahkemesi olmayan yerlerde de asliye hukuk mahkemelerinde "aile mahkemesi sıfatıyla" bakılacağı-
Çocuğun babaannesi ve büyük babası olan davacılar; olağanüstü halin gerçekleştiğine ilişkin bir delil bildirmediklerinden; davacılar ile küçük arasında kişisel ilişki kurulmasını gerektirecek olağanüstü halin varlığı kanıtlamadığına göre; talebin reddi gerekeceği-
Kişisel ilişki kurulması taleplerinin niteliğinin, basit yargılama usulünün uygulanmasına uygun olduğu- Ancak duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinden inceleme yapılarak talebin karara bağlanması suretiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 320/1. maddesinin uygulanmasında hataya düşülmüş olup; çocukla davacı arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olup olmadığı yönünde uzmandan rapor alınması (4787 sayılı Kanun md. 5) ve ilgililerin göstermesi halinde delillerinin toplanması işlemleri; duruşmalı inceleme yapılmasının gerekeceği-
Çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, anneannenin torunuyla kişisel ilişki kurma talebinin karşılanması gerekeceği-
Davacılar ve torunları arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde daha uzun süreli ve kişisel ilişkinin herhangi bir kişinin nezaretinde olmaksızın kurulması gerekeceği-
Davacılar ile torunları arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde daha uzun süreli ve herhangi bir kişinin nezaretinde olmaksızın kurulacağı-
TMK.’nun 166/3 maddesi uyarınca tarafların üzerinde anlaştıkları protokole aykırı şekilde kişisel ilişki tesisi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Anayasa'nın 23. maddesi ve çeşitli uluslararası sözleşmelerde belirtildiği üzere; ulusal güvenlik veya kamu güvenliği yararına, kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması için veya başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması amacıyla, demokratik bir toplumda gerekli ve yasaya uygun kısıtlamalardan başka hiçbir kısıtlama getirilemeyeceği; ilke olarak seyahat özgürlüğünün sürekli olarak sınırlandırılması mümkün olmayacağı, bu özgürlüğün ancak, çocuğun korunması amacıyla tedbiren geçici bir süre sınırlandırılabileceği- Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir hak olduğu, ilişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetileceği, anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınacağı, bütün hafta sonlarını velayet kendisine verilmeyen ebeveynle geçirmesi; gerek velayete sahip taraf, gerekse çocuk için sakıncalı sonuçlar doğurabileceği, çocuğun bütün hafta sonlarını bir tarafta geçirmesi; velayeti üstlenenden uzaklaşmasına, soğumasına, karşı tarafa bağlanmasına yol açabileceği, eğitim ve terbiye ile yetiştirme görevini layıkıyla yerine getirmesi de güçleşebileceği-
Davacı, torunu ile arasında kişisel ilişki kurulmasını istemiş, ancak küçüğün babaanne ile iletişim kurma isteğinde olmadığı ve görüşmek istemediğinden, davacı babaannenin torunu ile kişisel ilişki kurulmasında çocuğun menfaatinin bulunmadığının kabulü gerekeceği-