Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişiler tarafından bozma ilamında belirtildiği üzere harçlandırılmış dava değeri üzerinden yapılan hesaplamaya göre davanın tamamen reddi ihtimalinde davalı GOSB lehine hükmolunacak vekâlet ücretinin 135.269,10 TL olarak hesaplandığı, davacının tespit edilen bu bedelin bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 1/3 oranında vekalet ücretine hak kazandığının kabulünün gerektiği, davacı ile davalı ... Sanayi Bölgesi arasında imzalanan avukatlık sözleşmesi gereğince davacı tarafından takip edilen ve sulh olunarak sonuçlanan Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın harçlandırılmış müddeabihi üzerinden hesaplanan vekalet ücretinden davacının dava dilekçesi doğrultusunda talep ettiği bedel yönünden davasının kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00 TL'nin davalı ...'nden 03.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ...A.Ş.den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği-
Avukatlık sözleşmesinden kaynaklı akdi ve yasal vekalet ücretinin davalılardan tahsili istemi- Hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davacı tarafından vekaleten takip edilen boşanma davasının para ile ölçülemeyen bir dava olup maktu vekalet ücretine tabi olduğu, boşanma ile birlikte talep edilen maddi, manevi tazminat ve nafaka istemlerinin boşanma talebine bağlı fer'i nitelikteki talepler olup harca tabi olmaması nedeniyle vekalet ücreti yönünden de dikkate alınamayağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 225. maddesine göre mal rejiminin, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesinin gerekmesi, yani şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel hale gelmesinin gerektiği, mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu, mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılacağı, tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiği, somut olayda ise de davacı tarafından yürütülen mal rejiminin tasfiyesi davasının henüz boşanma davası sonuçlanmadan açılması, boşanma davası sonucuna bağlı mal rejiminin tasfiyesine yönelik yapılan vekalet ücreti alacağına dair sözleşme maddesinin geçersiz olması, davacının ön koşulun oluşmadığı mal rejiminin tasfiyesi davası için davalıdan ancak maktu vekalet ücreti talep edebileceği, anlaşma protokolü ile davalıya kalan malların değeri üzerinden sözleşmede belirlenen nispi oran üzerinden vekalet ücreti hesabı yapılamayacağı-
Sulh protokolünde kararlaştırılan ücretin avukat tarafından icra takibine konu edilebileceği ve alacağın tahsilini isteyebileceği- Yabancı para alacağına ilişkin davalarda hükmedilmesi gereken vekâlet ücretinin tespitinde hüküm altına alınan veya reddedilen yabancı paranın icra takip tarihindeki kur üzerinden Türk lirası karşılığının dikkate alınması gerektiği-
Haksız azil iddiasına dayalı avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası- Cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında ve azlin haklı olduğu savunmasında bulunmamış olduğu- Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın doğru olduğu- Davacı avukat ile davalılar murisi arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olarak kabulü gerektiği- "Sözleşmeden kaynaklanan ana para haricinde kalan faizin tamamı avukatlık ücreti olarak yukarıda belirtilen ücretlerin dışında avukata ödenecektir” bölümünün ise faizin oranı ve miktarı belli olmadığından bu yönüyle geçersiz olarak kabul edilmesinin yerinde olacağı- Faize ilişkin miktar ve önceki ödemeler düşüldükten sonra davaya dayanak takip dosyasında Euro karşılığı TL olarak belirtilen alacakların tahsili talep edilmekle, taleple bağlılık ilkesi gereği TL cinsinden davaya konu takipte asıl alacak talebinde bulunabileceği, KDV yönünden herhangi bir talep olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığı, işlemiş faizin ise davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ve buna verilen sürenin eklenmesiyle ulaşılan tarihten itibaren takip tarihine kadar olarak tespit edilmesi gerektiği, alacak belirlenebilir (likit) olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu-
Haksız azil nedeniyle vekalet ücretinden dolayı davalıların müteselsilen sorumlu olduğuna dair verilen karar, sonradan verilen İçtihadı Birleştirme Kararı nedeniyle bozularak davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden, dava tarihindeki duruma göre davacının dava açmada kusurunun bulunmadığı ve reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine karar verilemeyeceği-
05.10.20018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ile “Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hâllerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dâhil değildir” şeklinde karar verilmiş olmakla mahkemece verilen direnme kararının bozulmasına karar verildiği-
İş sahibinin hasmı ile sulh olması ya da her ne suretle olursa olsun anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde avukat, vekâlet ücretini, sadece kendi müvekkilinden ya da karşı taraftan isteyebileceği gibi her ikisinden de müteselsilen isteyebileceği, tarafların aralarındaki ihtilafı sulhle veya her ne suretle olursa olsun anlaşma ile sonuçlandırdıklarını ispat yükünün avukata ait olduğu- Davalı alacaklı ile dava dışı müvekkil arasında düzenlenen protokol her ikisi arasındaki hukuki ilişkiyi kapsadığı- Avukatlık Kanunu’nun 164/son fıkrasına göre dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata ait olup, protokolde avukatın bu şahsi alacağından feragat ettiğine dair bir düzenleme ve yine imzasının bulunmadığı uyuşmazlıkta alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen protokolde, takip ve davalara ilişkin, doğmuş ve ileride doğacak vekalet ücretlerinden feragat edileceği yönündeki kararlaştırmanın, davacı avukatın yasal vekâlet ücretini kapsadığının söylenemeyeceği, davalının yasal vekalet ücretinden sorumlu olduğu-
3. HD. 04.10.2021 T. E: 2020/6826, K: 9435-
Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup..
3. HD. 25.01.2021 T. E: 2020/3791, K: 413
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor