Mirasçı adına sulh hukuk mahkemesince yapılan başvuru, resmi defter tutulması talebi olmayıp, koruma önlemi olarak ölüm tarihi itibariyle terekeyi oluşturan mal ve hakların tespitine ilişkin olup, yapılan istemin, TMK’nun 625. maddesi gereğince takip yapılamayacağı sonucunu doğurmayacağı-
Mirasçılardan veya ilgililerden birinin, ölüm tarihinden başlayarak bir ay içinde istemde bulunursa sulh hakimi terekenin defterinin tutulmasına karar vereceği- Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakiminin, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alacağı- Miras bırakan yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakiminin bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildireceği ve miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarını korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine göndereceği- Terekenin korunmasına ilişkin önlemler hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebileceği-
E.tma davasının, niteliği itibariyle ölüm ile mirasçılara intikal edebilen davalardan olduğu- Davalının savunması üzerinde durularak, taraflar arasında belirtildiği şekilde bir kullanım biçiminin oluşup oluşmadığı, çekişmeye konu yerleri davacının tasarruf etmesine karşılık, davalının savunmasında bildirdiği taşınmazları davalıların kullanıp kullanmadığı, öte yandan, dava konusu taşınmazlardaki davacıların paylarının, davacıların rızası ile eş veya herhangi bir akrabalarının tasarruf edip etmediği araştırılmadan karar verilemeyeceği-
Yasal mirasçı tarafından süresi içinde, usulünce terekenin resmi defterinin tutulması istendiği nazara alınarak Yasada ve Tüzükte belirlenen usul çerçevesinde terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, defterinin tutulması yönünde işlem yapılması gerektiği-
Terekenin korunmasına ilişkin önlemler, hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından, bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebileceği, davacının talebinin TMK. mad. 589 gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemine ilişkin olduğu, açıklanan bu durum karşısında mahkemece anılan kanun hükmü gereğince gerekli önlemlerin alınması gerektiği-
Terekenin korunmasına ilişkin önlemlerin, hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebileceği-
Mahkemece vasiyete konu olan bağımsız bölümlerin ve kooperatif hissesinin niteliklerinin ve değerinin belirlenmesi, 3. kişilerce devrinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği, henüz kesinleşmediği halde vasiyete konu taşınmazların davacı vakfa vasiyet edildiğinin tespitine, kaydın kapatılmasına ve terekeden el çekilmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Türk Medeni Kanununun 590. maddesinde yer alan bir aylık sürenin, hak düşürücü süre olmayıp düzenleyici nitelikte olduğu- Terekenin korunmasına ilişkin önlemler, hukuki niteliği bakımından mirasın kazanılması yahut mirasçılık sıfatı bakımından maddi bir etkiye sahip olmadığından bu süre aşılsa bile paylaşmaya kadar her zaman istenebileceği- Davacının talebinin, Türk Medeni Kanununun 589. maddesi gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemi olduğu- Açıklanan ve tüm dosya kapsamıyla saptanan bu durum karşısında mahkemece Türk Medeni Kanununun 589. maddesi çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği, bu sebeple kararın bozulması gerektiği-
Davacının murisin yasal mirasçısı olduğu, muristen kalan taşınır, taşınmaz ve bankalarda bulunan mevduat hesaplarındaki nakdi ve gayri nakdi değerlerin kaçırılması ve her türlü zarar görme ihtimaline karşılık terekenin tespit edilmesi, terekenin defterinin tutulmasına karar verilmesi talebi TMK. mad. 589 gereğince terekenin tedbir mahiyetindeki tespiti istemine yönelik olduğundan mahkemece, TMK. mad. 589 çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden taraflar arasında miras ortaklığının devam ettiği ve terekenin idaresi konusunda aralarında ihtilaf bulunduğu anlaşıldığından, Mahkemece muris H. E.'ın terekesine temsilci atanması isteminin kabulü gerekirken, davanın Türk Medeni Kanunu 590. maddesi çerçevesinde değerlendirilip talebin reddine karar verilmesinin doğru olmayıp bozmayı gerektireceği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor