Davacının davalılardan satın aldığı araçta gizli ayıbın olup olmadığı, davalı tarafından verilen servis hizmetinin uzaması nedeniyle kiralanan araç yüzünden uğranılan zararların talep edilip edilemeyeceği ve varsa zararın miktarı noktalarında toplanan uyuşmazlıkta; satıcı ve imalatçının aracın gizli ayıbından kaynaklanan tamir nedeniyle alıcının uğramış olduğu tüm zararları ödemekle yükümlü olduğu, kiralanan araç için aracın tamirde kaldığı süre için talep edilen zararın davacının gerçek zararı olduğunun anlaşıldığı, bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile makul tamir süresinin aşan kısmın tazminine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Uyuşmazlık, dosyaya sunulan protokolün hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır...
Satıma konu cihazlardaki arızanın sürekli tekrarlandığı, satıcının yetkili servisi tarafından arıza tespit onarım ve parça değişimleri hatta makinelerin değişiminin gerçekleştirildiği, arızaların cihazlar çalıştıkça ortaya çıkacak türden olduğu uyuşmazlıkta, ağır kusurlu olan davalı satıcı, "satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu" ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağından, sözleşmenin feshiyle ödenen bedelin iadesine ilişkin davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığının kabulü gerektiği-
Dava, satın alınan malın ayıplı olması nedeniyle satış bedelinin davacının leasing firmasına ödediği kredi faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir...
Satın alınan araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğünce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtları ve tramer kayıtları getirtilerek gerektiğinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak arızaya sebep olan ayıbın satımdan önce mi sonra mı olduğu yönünde tespite yer vererek, buna uygun karar verilmesi gerektiği-
Dava, 6098 sayılı Kanun'un 227. maddesi kapsamında alıcı sıfatını haiz davacının, satıcı olan davalıdan, satılan malın ayıplı olması nedeniyle, ayıplı malın iadesi ve semenin tahsili talebine ilişkindir...
Ayıba bağlı seçimlik haklar yönünden tüketicinin tercih hakkı değerlendirilirken hakkın kötüye kullanılması durumu ve dürüstlük kuralının dikakte alınması gerektiği-Bu nedenle tamir edilebilir nitelikte arızası bulunan dava konusu aracın misli ile değiştirilmesinin doğru olmadığı-Manevi tazminata hükmedilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği-Kişilik haklarının zarar görmediği durumlarda eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Araçtaki arızanın imâlat hatasından kaynaklandığı ve açık ayıp niteliğinde olduğu sabit olduğundan, bilirkişi tarafından tekrar inceleme ve değerlendirme yapılmasını gerektiren teknik bir konu bulunmadığı- Araçtaki imâlat hatasından kaynaklanan açık ayıp nedeniyle davacının, eBK. 203 uyarınca aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini yönündeki talebinde haklı olduğu-
TTK 20/2. maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacı-karşı davalının 12.04.2011 tarihli sözleşme ile yüklendiği işin özü, “zamanında teslim” olmasına rağmen, sözleşmeye, sadakat ve özen borcuna aykırı davranarak fuarda açılışın yapıldığı tarihte edimini eksiksiz ve ayıpsız biçimde yerine getirmediği, stant kurulumunu gerçekleştirmediği; bunun sonucunda iş sahibinin fuarın ilk günü yapılan resmi açılış törenine katılamadığı ve diğer firmalar ile müşterileri nezdinde prestij kaybına uğradığı, oysa ana sponsor olarak fuarın açılışına katılması gereken davalı-karşı davacının işin zamanında, tam ve noksansız şekilde teslim edilmesinde menfaatinin büyük olduğu anlaşıldığından, sözleşmenin 3/2. maddesindeki düzenleme uyarınca davacı-karşı davalı yüklenicinin 03.05.2012 tarihli faturasında talep ettiği 35.400,00TL’lik tutara hak kazanamadığının kabul edildiği- Sözleşmenin 3/2. maddesinde kararlaştırılan cezai şartın genel ahlâk ve adaba aykırı sayılarak geçersiz olması için, tacir olan borçlunun ekonomik olarak mahvına sebep olacak ve önceki gibi ticari faaliyetini devam ettirmesine imkân tanımayacak derecede ağır ve yüksek olması gerektiği- Tacirin hayatını başka yolda düzenlemesi, masraflarını azaltarak bazı ihtiyaçlarından vazgeçmek mecburiyetinde kalmasının cezai şartın ahlâk ve adaba aykırı sayılması için yeterli olmadığı- Buna göre sözleşme bedeli 35.400,00TL’nin anonim şirket olan ve aynı zamanda yüklenici sıfatıyla işi üstlendiği hâlde edimini ifa etmeyen davacı-karşı davalıya ödenmemesi durumunda şirketin ekonomik yönden ağır derecede zor duruma düşmesinden, ticari faaliyetinin tehlikeye girmesinden söz edilemeyeceğinden, sözleşmenin 3/2. maddesinde düzenlenen cezai şartın ahlâk ve adaba aykırı olmayıp, geçersiz kabul edilemeyeceği ve BK’nın 20. maddesine göre batıl sayılamayacağı- Sözleşmenin niteliği itibariyle “eser sözleşmesi” olduğu- O hâlde; mahkemece taraflar arasında imzalanan sözleşmenin BK’nın 20. maddesindeki hükümsüzlük hâllerini içermediği, davacı tarafın sözleşme ile eksik veya geç ifa durumunda hiçbir bedel almayacağını kabul ettiği gerekçesiyle verilen direnme kararı esas itibariyle doğru olmakla birlikte kararda satım sözleşmesinde ayıp nedeniyle alıcının seçimlik haklarının düzenlendiği BK’nın 202. maddesine göre değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu-
Aracın “0” km olarak sahibine teslim edildikten sonra, ardı ardına gerçekleşen arızalar nedeniyle birçok parçasının tamamen değiştirildiği; yapılan onarımlar sonucu arızaların giderilmiş olduğu; ancak bu arızaların giderilmesi amacıyla aracın birçok parçası değiştirilip, böylece aracın orijinal hâlini kaybettiği gibi, motorun da tamamen demonte edilerek parçalarının değiştirilmesinin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, arızalar giderilse bile alıcının araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı, konforu ve perfonmansı sağlayamadığı, davacı tarafça değişiklik talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği, alıcının değer düşüklüğüne ilişkin zararı giderilerek de olsa aracı bu şekilde kullanmaya zorlanamayacağı, araçtaki bu nitelikte arızaların giderilmesinin aracın gizli ayıplı olduğunu ve değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediğini göstermeyeceği- "Bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, araç üzerinde teknik inceleme yapılarak ayıpların onarıma rağmen devam edip etmediği, arızaların onarımından dolayı araçta bir değer kaybının olup olmadığı, davacının ücretsiz onarım talebinin içeriği, onarımdan dolayı araçta bir değer kaybının bulunup bulunmadığı, araçta meydana gelen arızaların sıklığı ve niteliğinin tespiti ile sonucuna göre, hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme ya da misli ile değiştirme hakkının olup olmadığı da değerlendirilerek sonuca varılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı genişletilmek suretiyle kararın bozulması gerektiği" yönündeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor