-
6098 Sayılı Kanunda Yer Alan Madde Gerekçesi
818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci ve 203 üncü maddelerini karşılamaktadır.
Tasarının beş fıkradan oluşan 226 ncı maddesinde, satıcının ayıptan sorumluluğu çerçevesinde, alıcının seçimlik hakları ve sınırları düzenlenmektedir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinin kenar başlığında kullanılan “7. Tekeffüle müstenit dâva / a. Satımın feshi yahut semenin tenzili” şeklindeki ibareler, Tasarıda “7. Alıcının seçimlik hakları / a. Genel olarak” şeklinde değiştirilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 203 üncü maddesinde düzenlenen satılanı değiştirme hakkına ve bunun sınırlarına da, alıcının diğer seçimlik haklarıyla, bütünlük sağlanması amacıyla, Tasarının 226 ncı maddesinde yer verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen seçimlik haklara, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinden farklı olarak, alıcının bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın onarılmasını isteme hakkını kullanabilmesi, bu onarımın “aşırı bir masraf gerektirmemesi” koşuluna bağlı olarak dördüncü bir seçimlik hak eklenmiştir. Çünkü, ayıplı satılan nedeniyle, tüketiciye karşı imalâtçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve belirli koşullar altında kredi kurumunun müteselsilen sorumluluklarının ve garanti belgesi ile satılması zorunlu olan sanayi malları bakımından servis sağlama borçlarının varlığı göz önünde tutulursa, satıcının ayıplı satılanı ücretsiz olarak onarma yükümlülüğüne tâbi tutulması uygun ve yerindedir. Buna karşılık, taraflardan birini tüketicinin oluşturmadığı diğer satışlarda, satıcının, aşırı bir masraf gerektirse bile, satılanı ücretsiz onarma yükümlülüğüne tâbi tutulması hakkaniyete uygun görülmemiştir.
Tasarının 226 ncı maddesinin birinci fıkrasında, 818 sayılı Borçlar Kanunundan farklı olarak, alıcının tüm seçimlik hakları dört bent hâlinde sayılmıştır. Böylece, 818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinin birinci fıkrasında, alıcının kullanabileceği seçimlik haklar, sadece sözleşmeden dönme ve satış bedelinin indirilmesini isteme ve aynı Kanunun 203 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen değiştirme hakkından ibaret iken, bunlara yukarıda açıklanan onarım hakkı da eklenmiştir. Burada ayrıca, söz konusu seçimlik hakların kullanılabilme koşulları da her bir hak için ayrı ayrı düzenlenmiş olup, bu düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanununa göre önemli farklılıklar taşımaktadır. Gerçekten, 818 sayılı Borçlar Kanununun 203 üncü maddesinin birinci fıkrasında değiştirme hakkı sadece çeşit satışları için kabul edildiği hâlde, Tasarıda, “imkân varsa” denilmek suretiyle, bu seçimlik hakkın kullanılabileceği durumlar genişletilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinde “fesih” teriminin kullanılması hatalı olduğu için, Tasarıda, bunun yerine “dönme” terimi kullanılmıştır.
Tasarının 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, 818 sayılı Borçlar Kanununda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte, öğreti ve uygulamada da kabul edildiği gibi, alıcının hangi seçimlik hakkı kullanmış olursa olsun, ayrıca satılanın ayıplı tesliminden dolayı uğradığı zararlar için genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı tutulduğu belirtilmektedir. Ancak, alıcının, satılanın ayıplı olması nedeniyle dönme hakkını kullanmasının sonuçlarının, Tasarının 228 inci maddesinde düzenlendiği göz önünde tutulursa, onun dönme dışındaki diğer seçimlik hakları ile birlikte, uğradığı zararının giderilmesini, genel hükümlere göre isteyebileceğinde bir duraksama yoktur.
Maddenin üçüncü fıkrasında, 818 sayılı Borçlar Kanununun 203 üncü maddesinin ikinci fıkrasından farklı olarak, “satılanın başka bir yerden gönderilmemesi” koşulu aranmaksızın, satıcıya, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararı da tamamen gidererek, alıcının seçimlik haklarını kullanmasını önleme olanağı tanınmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasında, hâkime verilen yetkinin kapsamı, satış bedelinin indirilmesi yanında, satılanın onarılmasına karar verme yetkisi de eklenerek, 818 sayılı Borçlar Kanununa göre genişletilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinin son fıkrasında kullanılan “müsavi ise” şeklindeki ibare, öğreti ve uygulama göz önünde tutularak, Tasarının 226 ncı maddesinin beşinci fıkrasında “çok yakın ise” şekline dönüştürülmüştür. Ayrıca, 818 sayılı Borçlar Kanununun 202 nci maddesinin son fıkrasından farklı olarak, Tasarının 226 ncı maddesinin son fıkrasında, bu durumda alıcının sözleşmeden dönme yanında satılanın ayıpsız benzeriyle değiştirilmesini isteme hakkını da kullanabileceği kabul edilmiştir.