Toplam otuz üç adet şikayet dosyasının farklı icra takip dosyalarından kaynaklı, aynı davalıya karşı açılan ve sebepleri aynı olan usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olduğu, bu şikayetler hakkında aynı mahkemece aynı tarihte karar verildiği görüldüğünden, bu şikayetler yönünden vekâlet ücretinin tespitinde AAÜT’nin 22. maddesinin dikkate alınması gerektiği- Şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmakla birlikte, vekalet ücretinin tam ücretin %50’si olarak belirlenmesi gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince 5510 sayılı Yasa' nın 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı/alacaklı SGK. na harç yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
İlk Derece Mahkemesince yargılama giderlerine harç katılarak 5510 sayılı Yasa'nın 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı SGK'na harç yükletilmesi, yine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm kurulurken 5510 sayılı Yasa'nın 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı SGK'na istinaf harcı yükletilmesine karar verilmesi, hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin davada, 21.05.1991 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 10.06.1958 tarihli 'Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki New York Sözleşmesi'nin uygulanacağı- MÖHUK hükümlerinin ve New York Sözleşmesi'nin yarıştığı durumlarda Sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği- İlke olarak yabancı hakem kararlarının tenfizi istemlerinde tenfizi istenen kararın şeklî ve maddi anlamda kesinleşmesinin gerektiği- Yabancı hakem kararının tenfizi için, kararın taraflar açısından bağlayıcı hâle gelmiş olması gerektiği- Türk mahkemelerinde açılacak tenfiz davasında, dava dilekçesi ile birlikte hakem kararının onaylanmış aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmenin usulüne uygun aslı veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretinin, şayet karar ve tahkim şartı ya da sözleşmesi tenfiz ülkesinin resmi dilinde değilse, hakem kararı ile tahkim sözleşmesi veya şartının usulüne uygun ve onaylı tercümelerinin eklenmesinin zorunlu olduğu- Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de sonuç doğurabilmesi için o kararın Türk Mahkemelerinde tanınmasına veya tenfizine karar verilmiş olması gerektiği- Tanıma ve tenfiz hakiminin prensip olarak yabancı hakem kararının doğruluğunu inceleyemeyeceği, gerek yabancı karara uygulanmış usul, gerekse kararda yer alan maddi ve hukuki tespitlerin tanıma ve tenfiz hükmünün inceleme konusu dışında olduğu, bu sistemin (revision aufonal) yasağı olarak ifade edildiği, usulde veya kararın hükmünde yapılmış olan hataların tanıma ve tenfiz kararına kural olarak etkili olamayacağı- Hakem kararlarının tenfizi davalarında nispi harç alınacağına dair bir düzenleme bulunmadığından, maktu harç alınması gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince davalı SGK'nın harçtan muaf oluşu karşısında, davacının yatırdığı tüm harçların iadesine karar verilmesi gerekirken davacı tarafın yatırdığı harçların yargılama giderlerine katılarak harç yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak hüküm kurulurken 6001 sayılı Yasa’nın 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olan davacı T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü'ne davalı tarafın yatırdığı istinaf başvuru harcının yargılama giderlerine katılarak harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kararında SGK'nın harçtan muaf olduğuna hükmeden Bölge Adliye Mahkemesince bu hususların gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Davacı asilin; davalı bankanın N. Şubesine 24.04.2017 tarihli yazılı başvurusunda, ... ada ... parselde kayıtlı taşınmazının üzerine konan ipotek borcunun bittiğini, üzerine konan ipoteğin üç gün içinde kaldırılması veya mevcut borç varsa bildirilmesini talep etmiş ise de, davacının taşınmazı üzerinde davalı banka lehine doğmuş ve doğacak nakdi ve gayri nakdi alacağı için 90.000,00 TL bedelle birinci derece, birinci sıra, fekki bankaca bildirilinceye kadar, süresiz olarak ipotek tesis edildiğinden ve özellikle de gayrı nakdi kredilerde kısa süre içerisinde borç miktarının tespiti mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince bu yazıya cevap verilmediğinden bahisle davalı bankanın yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle verilen direnme kararının hatalı olduğu- Davalı bankanın davacıya borcunun olup olmadığını, var ise miktarını bildirmemek suretiyle davacının borcunu ödeme veya başka bir teminatla karşılama olanağını ortadan kaldırmak suretiyle davacıya dava ikame etme dışında bir çare bırakmadığı ve davalı bankanın bu pasif tutumuyla davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği görüşünün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
İlk Derece Mahkemesi tarafından harçtan muaf olan davalı TMSF'nin harçtan muaf olduğu gözetilmeden peşin harcın mahsubu ile harç masraflarının davalı TMSF'ye yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-