TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkilerinde Özel Durumlar > - Teselsül > - A. Müteselsil borçluluk > - II. Dış ilişki > Madde 166 - 2. Borcun sona ermesi
Uyuşmazlık, olay tarihinde geçerli bir ZMSS poliçesi bulunmayan ve davalı tarafından sevk ve idare edilen aracın dava dışı yayaya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda yayanın vefat etmesi ve davacı tarafından yayanın mirasçılarına ödenen miktarın araç sürücüsü ve işleteni olan davalıdan rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir...
Davacının, dava dışı zarar gören ile imzaladığı "Harici Sulh, İbra, Feragat Ve Alacak, Dava Ve Dava Haklarının Temliki Sözleşmesi”ne istinaden eldeki rücuen tazminat davasını açma hakkını kazanıp kazanmadığı- Davacı şirket, davalılar ile müteselsilen sorumlu olduğu zarar için ödeme yapıp hak sahibi olan kazada zarar görenin alacak hakkını ve dava haklarını temlik sözleşmesi ile de devraldıktan sonra, zarardan müteselsilen sorumlu olan davalılardan ödediği bedelin rücuen tahsilini istemekte olup temlik sözleşmesi yapıp bu kişinin kazadan doğan tüm alacak hakları ile açılmış ve açılacak davalardaki tüm talep haklarını devralmış olduğundan, eBK’nın 162. maddesi hükmüne aykırı bir durum olmadığı gibi davalılar ile birlikte üçüncü kişinin zararından müteselsilen sorumlu olduğu için bu kişiye ödeme yapan davacı şirketin ödeme yapmakla diğer müteselsil sorumlulara rücu başvurusunda bulunma hakkını da kazanmış olduğu- "Davanın tazminat ödemesi olarak 10.000TL’lik bölümün müteselsil sorumlulara rücu kapsamında incelenmesi gerektiği hâlde mahkemece davanın tümünün alacağın temliki hükümlerine dayandırılmış olmasının doğru olmadığı, temlikin konusunun daha önce dava edilmiş ve bu sözleşmedeki ödeme ile konusuz kalan davadaki talep haklarını içereceği, zarar görenin açtığı ve birleştirilerek görülen davalardaki toplam maddi ve manevi tazminat talebinin 4.060TL, yapılan ödeme miktarının ise 10.000TL olduğu, davacının geçerli bir alacağın temliki bulunmadığı için bu miktarı talep edemeyeceği gibi, bedelin müteselsil sorumluluk hükümleriyle de talep edebilmesinin mümkün olmadığı zira davacının tazminat miktarının altında olmak üzere 10.000TL ödemek suretiyle zarar görenden tüm zararları karşılayan ibraname almış olup bu ibraname ile müteselsil sorumlu olarak borçtan kurtulmasının sonuçlarından diğer müteselsil sorumlular da yararlanacağı, bu yararlanmanın sonucu olarak zarar görenin müteselsil sorumlu davalılardan talep edebileceği bir tazminat bulunmadığından temlik edilebilir bir alacağın varlığından da söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dışı Önsen ve B.li Belediyelerine Hazine tarafından kiralanan kum ve çakıl sahasından anlaşma yapılan miktardan fazla miktarda kum ve çakıl alan davalı şirkete karşı husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı, dava dışı Belediyeler aleyhine hakem mahkemesinde aynı zarara yönelik Hazine tarafından açılan davanın karara bağlanması karşısında bu davanın mükerrerlik taşıyıp taşımadığı; buradan varılacak sonuca göre uğranılan zarardan davalının sorumlu olup olmadığı-
Davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasında verilen ihtiyati tedbir kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili istemi-
Taraflarca imzalanan ibraname geçerli bir ibraname olup davacılara ibraname ile manevi tazminat ödendiği anlaşılmakla mahkemece manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Manevi tazminatın bölünemeyeceği-