Anayasa Mahkemesi kanun yolu süresinin hatalı gösterildiği durumlarda; temyiz istemini süre yönünden reddeden uygulamanın öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararında gösterilen süre içinde temyiz yoluna başvurulduğu dikkate alınmadan temyiz talebini süre yönünden reddeden kararın mahkemeye erişim hakkının özünü zedelediğini ve Anayasanın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiğini kabul etmek gerektiği- Hâkimin uyuşmazlıkta uygulanacak kanun hükmünü tespit ederek resen uygulama ve bu çerçevede kanun yolu süresini de taraflara doğru gösterme yükümlülüğünün kamu düzenine ilişkin olduğu- Mahkemece hatalı şekilde kanun yolu süresinin yanlış gösterilmesi nedeniyle kanunda belirtilen süre içerisinde kanun yollarına başvurma hakkının kullanılamaması lehine olan taraf için usule ilişkin kazanılmış bir hakkın doğduğunun kabul edilemeyeceği, zira usule ait kazanılmış hak esasının bir istisnası olarak kamu düzeni ile ilgili konularda da usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği-
Boşanma ve ziynet alacağı davasında; katılma yoluyla istinaf başvurusunun değerlendirilebilmesinin, asıl başvurunun varlığına ve devamına bağlı olduğu- Katılma yoluyla istinaf isteğinin asıl istinaf isteğine sıkı sıkıya bağlı olduğu- Asıl davanın taraflarca istinaf edilmediği ve böylece asıl davada verilen boşanma, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kararın kesinleştiği, dolayısıyla kesinleşen bu yöne ilişkin katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulamayacağı sebebiyle 'vekalet ücreti talebi' reddedilse de gerekçenin hatalı olduğu red talebinin asıl sebebinin 'aleyhe karar verme yasağı' olduğu-
İlk Derece Mahkemesi kararının 17.02.2022 tarihinde taraf vekillerinin yüzüne karşı verildiği, davacılar vekili tarafından 19.02.2022 tarihinde dosyaya süre tutum dilekçesi sunulduğu, süre tutum dilekçesinde istinaf nedenlerinin gösterilmediği, gerekçeli kararın davacılar vekiline 02.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekili tarafından 10 günlük yasal süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmediği, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 11.04.2022 tarihinde dosyaya sunulduğu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde istinaf sebeplerini belirtir dilekçe verilmediği, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile 'istinaf başvurusunun esastan reddine' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İlk derece mahkemesince verilen karar 'şikayetin süre aşımından reddine' ilişkin olup, kesin nitelikte olduğundan, istinaf edilemeyeceği-
Covid-19 salgın hastalığının yayılması ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen ve yürürlüğe konan düzenlemeler nedeniyle davalının istinaf yoluna süresinde başvurduğu-
Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresinin, kararın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu-
İlk derece mahkemesi kararı tebliğ edilmeden önce davacı vekili tarafından kararın UYAP ortamından alınarak ilamlı icra takibine başlanmış olması halinde dahi, icra takip tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilip edilemeyeceği- Hak düşürücü nitelikte olan istinaf yoluna başvuru süresinin başlangıcının, istisnasız olarak, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlayacağı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345/1. maddesine göre, sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresinin, kararın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu-
Pandemi nedeniyle, "7226 s. K. ile belirlenen durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan sürelerin, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılacağı", "15/06/2020 tarihine kadar duran sürelerin bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığı" ve "uzamış sürenin son gününün, 30/06/2020 tarihi olduğu"- Mahkemenin gerekçeli kararının davacılara 10.06.2020 tarihinde durma süreleri içerisinde tebliğ edildiği ve gerekçeli istinaf sebeplerini içerir dilekçenin ise 29.06.2020 tarihinde 15 günlük uzama süreleri içerisinde verildiği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu (HMK. 345/1)-