Tasarrufun iptali istemine ilişkin olan davada, harcın dava değeri tasarrufa konu taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri ile takip çıkışı alacak miktarından hangisi düşük ise düşük olan tutardan ibaret olduğu- Mahkemece davacı yandan başvuru harcı ve nisbi peşin harç alınmadan davanın bitirilmesinin doğru olmadığı- Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, eksik peşin nispi karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça eldeki davaya devam etme olanağı bulunmadığı- Aksi halin kabulünde, harç kaybı yanında, istinaf ve temyiz sınırlarına göre tarafların kanun yoluna başvuru hakkının elinden alınmasına neden olacağından hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğuracağı-
Davacı vekilinin, mahkemeye hitaben sunmuş olduğu dilekçeyle, ............... tarihinde yapılacak olan celseye aynı gün başka illerde de duruşmasının olması sebebiyle katılamayacağını bildirerek mesleki mazeretinin kabulüyle duruşmasının başka bir güne ertelenmesini talep etmesi üzerine, mahkemece .................. tarihli celsede verilen ara kararla, davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği halde davacı yanın adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarını ihlal eder şekilde duruşma ertelenmeksizin dosyanın karara çıkarılmasının doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin olan davada, harcın dava değeri tasarrufa konu taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri ile takip çıkışı alacak miktarından hangisi düşük ise düşük olan tutardan ibaret olduğu- Mahkemece davacı yandan başvuru harcı ve nisbi peşin harç alınmadan davanın bitirilmesinin doğru olmadığı- Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, eksik peşin nispi karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça eldeki davaya devam etme olanağı bulunmadığı- Aksi halin kabulünde, harç kaybı yanında, istinaf ve temyiz sınırlarına göre tarafların kanun yoluna başvuru hakkının elinden alınmasına neden olacağından hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğuracağı-
Basit yargılama usulüne tabi davaların kısa sürede tamamlanmasını sağlamak amacıyla birtakım farklı düzenlemelere yer verilmiş olması, Kanun'da yer alan diğer düzenlemelerin göz ardı edilebileceği anlamına gelmeyeceği- Somut uyuşmazlık bakımından henüz dilekçelerin sunulması aşaması tamamlanmadan ve tahkikata esas ilk duruşma (ön inceleme duruşması) yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek dosyanın bilirkişiye verilmesinin, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkı kapsamındaki savunma ve ispat hakkının ihlali olduğu- Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında davalının davaya cevap vermediğinin yazılmış olmasının da usule aykırı olup gerekçeli karar hakkının ihlali mahiyetinde olduğu-
Uyuşmazlığın yapılan tebligatların ve işlemden kaldırma kararlarının usulüne uygun olup olmadığı, hukuki dinlenme hakkı noktasında toplandığı- Davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu- Muhatabın usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olacağı- Bu nedenle tebligat, yapıldığı tarihte yürürlükteki tebligat mevzuatına aykırı yapılmışsa, sadece tebligat hukukuna aykırı davranışın söz konusu olmayacağı- Aynı zamanda hukukî dinlenilme hakkının da ihlal edilmiş olacağı-
Bozma ilamının taraflara tebliğ edilip tarafların duruşmada dinlenildikten sonra bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi durumunda görevsizlik kararı verilmesi, mahkeme kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda direnme kararının incelenmesi için dosyanın ilgili daireye gönderilmesi gerekirken, usul işlemleri yerine getirilmeksizin tarafların hukuki dinlenilme ve savunma hakkına aykırı olacak şekilde kesin olarak dosya üzerinden dosyanın görevsizlik kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
6100 sayılı HMK. nın 373. maddesindeki usulün dayanağının tarafların Anayasal hukuki dinlenilme hakkının sağlanması olduğu- İlk Derece Mahkemesince, bozma kararı taraflara tebliğ edilmeden, duruşma açılmadan, bozmaya uyulup, uyulmama konusunda taraflara söz hakkı tanınmadan, bu yolda bir ara kararı oluşturulmadan, dosya üzerinden bozma kararı doğrultusunda karar verilerek tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlaline yol açılması hatalı olup, kararın tekrar bozulması gerekeceği-
Davalılara gönderilen tebligata ilişkin tebliğ evrakında "muhatabın nerede olduğu bilinmiyor" ibaresinin bulunması ve muhatabın hangi sebeple adresten ayrıldığının belirtilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu 10.madde hükümleri uygulandıktan sonra Tebligat Kanununun 21/1. maddesi gereğince tebligat çıkartılarak tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi gerekmesine rağmen doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi ve gereğince yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkı kapsamında davalıya, usulüne uygun savunma hakkı tanınarak delillerinin toplanıp değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gerektiği halde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 ve 21. madde hükümlerine aykırı şekilde tebligat yapılmak suretiyle, taraf teşkili tamamlanmış gibi usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesinin Tebligat Kanunu’na uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; aksinin adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile bozma sebebi olduğu-