Adi ortaklığın borcu nedeniyle ortaklar müteselsilen sorumlu olduklarına ve ortaklığın mal varlığı elbirliğiyle idare edildiğine göre, birlikte sorumluluk gereği adi ortaklığın borcu nedeniyle adi ortaklığa ait mal veya alacağa haciz konulabileceği ve alacaklı tarafından ortaklığın mal varlığından tahsilat yapılabileceği-
Ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemin, ortakları, üçüncü şahıslara karşı eşit olarak sorumlu kıldığı- Adi ortaklığı temsilen idareci şerikin (ortak-temsilcinin) imzaladığı bonolardan dolayı diğer ortakların da sorumlu olacağı- Temsil yetkisinin; zımnen icazet, temsil belgesi, adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile verilebileceği-
Şikayetçi tarafından başlatılan takipte borçlu sadece şirketlerden biri olup bu şirketin borcundan dolayı hakedişi yönünden haciz konulmuş olup (borçlu şirketin diğer şirketle adi ortaklık oluşturduğundan) bu haciz BK'nın 637/son maddesine göre usulüne uygun konulmuş olmadığından geçersiz olduğu- Şikayetçinin başlattığı takip dosyasında hakediş üzerine haciz konulması üzerine adi ortaklık tarafından dilekçe sunularak haciz konulan hakedişin adi ortaklığa ait olduğu bildirildiğine göre bu bildirim istihkak iddiası mahiyetinde olup ,istihkak iddiası istihkak prosedürü çerçevesinde neticelenmeden geçerli bir hacizden sözedilemeyeceğinin gözetilmemesinin de hatalı olduğu-
Adi ortaklıktan ortaklar arasında elbirliği halinde mülkiyet olduğundan, ortağın hissesinin haczi mümkün olmayıp, ancak tasfiye payının haczinin mümkün olduğu- Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakati gerekmediği ve adi ortaklık sözleşmesindeki "ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklar"ına ilişkin kararlaştırmanın, ancak "ortaklar arasında" hüküm ifade edeceği- Yasal koşullar oluştuğunda üçünü kişinin de ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebileceği ve bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabileceği- Bir ortağın tasfiye payına haciz konulmasının, adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebi olduğu- Mahkemece, adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesi halinde, tasfiye işlemlerinin de mahkemece yaptırılması gerektiği-
Takip tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 625. ve 637.maddeleri gereği kendisine yönetim hakkı tanınan ortağın, ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisi olduğu, TBK'nun 637. maddesinin ikinci fıkrasında, ortaklardan birinin, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile işlem yapması durumunda, diğer ortakların, ancak temsile ilişkin hükümler uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları, o halde mahkemece, iş ortaklığı sözleşmesi uyarınca iş ortaklığını oluşturan şirketlerin müştereken mi, yoksa ortaklığı oluşturan şirketlerden birisinin mi iş ortaklığını temsil ve ilzama yetkili olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekeceği -
Borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusunun, çeki keşide eden kişinin temsile yetkisi olmadığından kendilerinin borçtan sorumlu olmadığına ilişkin olup, İİK. 169 kapsamında borca itiraz olduğu- Adi ortaklığın ortağı olan borçlu, icra mahkemesine başvurusunda takibe konu çekteki imzaya itiraz etmediğine, bir başka ifadeyle iş ortaklığı müdürüne ait olmadığını ileri sürmediğine göre, imzanın adı geçen yetkiliye ait olduğunun kabulünün gerekeceği-
Adi ortaklığın yetkili temsilcisince, “adi ortaklık” adına imzalanmış çekten dolayı, diğer ortağın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği-