Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera vasfında oldukları ve meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyetlikle edinilmelerinin mümkün bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Davacı tarafın dayandığı tapu kaydı tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, başka taşınmaza revizyon görüp görmediği ilgili yerlerden sorulmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile komşu taşınmaz kadastro tespit tutanakları ve tespitlerine esas tapu kayıtları, varsa haritaları getirtilmeli, bundan sonra HMK'nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi ve taraf tanıkları davetiye ile çağrılmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşif sırasında tespite esas tapu kayıtları, komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişiler aracılığı ile taşınmazlara tek tek yöntemince uygulanmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı ve revizyon gördüğü diğer taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, özellikle güney sınırındaki "Orağaz" hududunun neresi olduğu kesin olarak belirlenmeli, ...parsel sayılı taşınmazın tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek taşınmazın neye dayalı olarak belgesizden tescil edildiği sorulmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli dayanılan tapu kayıtlarının kapsamlarının işaretlendiği harita düzenlettirilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemece, taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılması, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK'nin 243 ve 244. madde hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, davaya konu satış senedi aslının getirtilerek yapılacak keşifte uygulanması, taşınmazın kimden kime kaldığı, satış senedinin taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, davacının dava konusu taşınmazı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nin 713/1. maddesi hükümleri gereğince malik sıfatı ile kullanıp kullanmadığının etraflıca araştırılması, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan ve toplanacak taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Davaya konu taşınmaz ev ve fındık bahçesi niteliği ile kayıtlı olup, tespite konu yapıların kadastro tespit gününden önce meydana getirildiğinin belirlenmesi halinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verileceği- Mahkemece mahallinde keşif yapılması, taraf tanıklarının keşif mahallinde dinlenmesi, delillerinin eksiksiz toplanması, taşınmaz üzerindeki binanın davacıların yakın mirasbırakanı tarafından kendi nam hesabına ve kendi geliri ile yapıp yapmadığı hususunun tereddüte mahal bırakmayacak şekilde aydınlığa kavuşturulması, bu yapılırken davacılar murisinin ekonomik geliri, ortak gelirin kullanılıp kullanılmadığı ve kendi nam ve hesabına yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması, dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağının ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek, tutanakta belirlenen evin davaya konu bina olup olmadığı belirlendikten sonra davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerektiği-
Davalı tarafa, davalı tanıklarının dinlenmesi için usulüne uygun şekilde oluşturulacak ara karar ile süre verilmesi, tanık dinletilmesine karar verildiği takdirde, yeniden yapılacak keşifte davalı tanıklarının HMK’nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, zilyetliğin başlangıç ve süresiyle malik sıfatıyla zilyetlik olup olmadığı hususlarının tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirilmek suretiyle HMK’nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi ve bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılması ve taraf tanıklarının HMK. mad. 243 ve 244 (HUMK'nun 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında dinlenmesi; davaya konu satış senedi aslının getirtilerek,yapılacak keşifte uygulanması; davalı yanca sunulan havale tarihli belgedeki imzanın davacı tarafça inkar edildiği göz önünde bulundurularak, sunulan belgenin geçerli olup olmadığı ve inkar edilen imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması; ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan ve toplanacak taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek, öncelikle kadastrodan sonra ve fakat kesinleşme öncesine dayanan iddia bakımından, yerinde görülmediği takdirde bedel ve cezai şart isteminin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Parsel tam paylı olarak kayıt maliki adına tapuda kayıtlı olduğu sırada ve birleştirmeden önce üzerinde binanın bulunup bulunmadığı varsa bu bina ile birlikte satılıp satılmadığı hususu üzerinde durulması gerekeceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu anlaşıldığına ve taşınmazların ortak miras bırakandan kaldıkları belirlendiğine göre terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdükleri zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılması gerekeceği- Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişilerin tamamı ile tarafların bildirdikleri tanık listesinde yer alan tüm tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri, murisin sağlığında mirasçıları arasında taşınmazlarını bölüştürüp bölüştürmediği, kadastro çalışmaları sırasında murisin verdiği beyan üzerine mirasçılar adına bulunan taşınmazların tespit ve tescillerinin yapılıp yapılmadığı, bunlardan hiçbirinin doğru olmadığının anlaşılması halinde bu sefer murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek yöntemine uygun bir biçimde muristen kalan taşınmazları kendi aralarında taksim edip etmedikleri hususlarının yerel bilirkişiler ile tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerektiği-
TMK’’nun 713/2.maddesi gereği mülkiyetin kazanılabilmesi için gereken koşullardan biri de dava konusu taşınmazın ölüm veya tutanağın kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yılı aşkın malik sıfatı ile zilyet olunduğunun ispatlanması olduğu- Somut olayda bu konuda tereddütler giderilmeden ve yeterli araştırma ve soruşturma yapılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-