Takip dayanağı çekin keşide tarihindeki ve bedel kısmında değişiklik yapıldığı ve yapılan bu keşide tarihi ve bedel değişikliğine dair her iki düzeltmenin yanında da parafın bulunduğu ve keşideci tarafından atılmadığının iddia edilmediği, çekin keşide tarihine göre süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, ciro silsilesinin düzgün olduğu, şikayetçinin iddialarını usulünce kanıtlayamadığı, keşideci tarafından yapıldığı kabul edilen keşide tarihindeki ve bedeldeki değişikliğe dair imzaya (parafa), bir itirazda bulunulmadığına göre, yapılan bu değişikliklerin geçerli olduğunun kabulü gerekeceği-
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazların, çizimi özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK.'nun 266.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılması gerekeceği, çek, keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekeceği-
Tahrifat öncesi keşide tarihine göre, takibe konu çek muhatap bankaya süresinde ibraz edilmediğinden ve dolayısıyla, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus takip yapmasına yasal imkan bulunmadığından İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, durdurulmasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Takibe konu çekin, süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediği görülmüş olup, alacaklının TTK'nın 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybettiği, bu durumda, takip dayanağı belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından mahkemece, bu çek yönünden İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığına ilişkin iddiasınının çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirmekle HMK'nun 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılması gerekeceği-
TTK'nun 808/1. maddesine göre çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği (ibraz günü de gösterilmek suretiyle) çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edileceği, aksi taktirde alacaklının müracaat hakkını kaybedeceği - Somut olayda takibe konu çekin ibraz kaşesinde, ödeme yasağına ilişkin ihtiyatı tedbir karar tarihi dışında ibraz tarihi bulunmadığı, bu durumda takip dayanağı söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından adi havale niteliğinde olup, bu belgelere dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı - İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin iptali gerekir ise de; mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği -
Senetteki/çekteki düzeltmelerin keşideci tarafından onaylanmaması halinde, mahkemece, senedin/çekin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği- Mahkemece, keşide tarihinde tahrifat bulunmadığı tespit edilen takip dayanağı çek yönünden şikayetin reddine karar verilmesi, keşide tarihinde düzeltme yapıldığı tespit edilen çekler yönünden ise, çeklerin düzeltilen keşide tarihi yanındaki "paraf" imzasının, keşideci bölümünde mevcut keşideci imzası ile aynı el ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, farklı olduğunun tespiti halinde, tahrifat öncesi keşide tarihi esas alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Çeklerin farklı yerlerde ibraz edilmiş olmalarının, ibraz süresinin uzaması sonucunu doğurmayacağı- Tahrifattan önceki keşide tarihlerine göre çeklerin 10 günlük yasal ibraz süresi geçtikten sonra ibraz edilmesi halinde, İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Çekin muhatap bankaya süresinde ibraz edilmediği için senetlerin kambiyo senedi vasfının ortadan kalkması nedeni ile adi senede dönüştüğü, zamanaşımı süresinin 818 sayılı BK'nun 125. maddesine göre hesaplanması gerektiği, mahkemece; senetle ilgili olarak 818 sayılı BK'nun 125. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından bahisle zamanaşımı itirazının reddine karar verileceği-
Borçlu, "çeklerin elinden rızası dışında çıktığını, kendisinden sonra ciro silsilesinde yer alan cirantalar ile aralarında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını ve dolayısıyla hamile borcunun bulunmadığını" iddia etmiş ise de, bu def'ileri hamile karşı ileri süremeyeceği gibi, hamilin, çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini de kanıtlayamamış olduğundan, mahkemece, takibin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-