Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılacağı- Davalı spor kulübü tacir konumunda olmayıp iş ve eylemlerini dernek tüzel kişiliği adı altında gerçekleştirdiğinden, taraflar arasındaki profesyonel futbolcu sözleşmenin de bu kapsamda düzenlenmiş olacağı ve bu durumda hükmedilen alacağa "yasal faiz" uygulanmasına karar verilmesi gerektiği-
3. HD. 28.09.2016 T. E: 8844, K: 11361-
3. HD. 28.09.2016 T. E: 8845, K: 11360-
3. HD. 28.09.2016 T. E: 13954, K: 11357-
3. HD. 28.09.2016 T. E: 2015/15144, K: 11352-
Sözleşmede öngörülen faiz oranının bono hakkında uygulanabilmesi için bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağının, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarı belirtilmek suretiyle açıklanması şart olduğundan takip konusu bonoya atıf yapılmayan sözleşmenin bono hakkında uygulanamayıp takip dayanağı bonolar kambiyo senedi vasfında olduğundan alacağa 3095 sayılı Kanun'un 2/2.maddesinde öngörülen avanslarla ilgili ticari işlerdeki temerrüt faiz oranı üzerinden faiz hesaplanması gerektiği-
Gecikme tazminatında zamaşımı süresinin bağımsız bölümün teslim edilmesi gereken tarihten itibaren başlayacağı- Tacir olan davacı şirket ile davalı arsa sahipleri düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, hem karşı dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 s. TTK. mad. 12/3 uyarınca ve hem de birleşen dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 s. TTK. mad. 19/2 uyarınca ticari iş niteliğinde olduğundan, davacı yüklenici şirketin avans faizi isteme hakkına sahip olduğu- TBK. mad. 99 uyarınca, ıslah talebi sırasında seçimlik hakkını dava tarihinde geçerli kur üzerinden kullanan davacının, artık bunu değiştirerek ıslah tarihindeki kur üzerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı-
Davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesinde, "iş yerinde yapılacak su tüketimi"ne (şantiye) ilişkin olarak imzalandığı, ticaret sicil kayıtlarına göre aboneliğin imzalandığı tarihte davalı adına şirket kaydı bulunduğu ve bunun yanında diğer davalı şirketin de tacir olduğu göz önüne alındığında, her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, kaçak su kullanımından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunun kabulü gerektiği-
Davacı tarafından Belediyeden kiralanarak işletilen kafeteryaya ilişkin abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna yönelik her iki tarafın da ticari işletmesine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu- Mahkemece; davanın "ticari dava" olarak kabulü ile öncelikle yargı yerinde ayrı asliye ticaret mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı asliye ticaret mahkemesi yoksa, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması ve HMK. mad. 297/1-a uyarınca da, kararın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
Ortak olan taraflar arasında üstlenilen inşaat yapım işinin gerçekleştiği tarihte, taraflardan yalnızca müteahhit olan davalının tacir olduğu, davacının tacir sıfatının bulunmadığı, yani, bu işin her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili bir iş olmadığı anlaşıldığından, alacak davasına dair uyuşmazlıkta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-