HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > - Yazılı Yargılama Usulü > - Tahkikat ve Tahkikat Sırasındaki Özel Durumlar > - Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi > Madde 179 - Islahın etkisi
Bozma sırasında yapılan yargılamada, davalı vekilinin "ıslah dilekçesini kabul etmediklerini" bildirdiklerine dair beyanı tespit edildiğinden, bu durumda ıslah dilekçesine muttali olunduğunun kabul edileceği-
Tapu iptal, tescil ve üyelik tespiti gibi tahsis hakkına dayalı istemlerin, üyeliğe sıkı sıkıya bağlı olup, üyelik devam ettikçe zamanaşımına uğramayacakları- Parasal yükümlülüklerin, genel kurulda belirlenen ödeme gününde muaccel olacağı ve üyelik sürecinde de zamanaşımı süresinin işleyeceği- Mahkemece, davacının kooperatif üyeliğine, diğer anlatımla tahsise (2. sıra hakkına) sıkı sıkıya bağlı kazanç kaybı talebinin, parasal yükümlülükle ilgisi olmadığından, üyelik devam ettikçe zamanaşımına uğramayacağı, bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK. mad. 126/4 uayrınca zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gerekçesiyle yetinilerek zamanaşımı def'inin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı, kendisine 2. sıra hakkının verilmediği dava konusu dönemde başka bir işi yapmaktan kasten feragat etmiş ise, muhtemel gelirinin, başka bir iş yapmış ise, kazancının dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve bozma ilamında da belirtilen ve kıyasen uygulanması gereken 818 s. BK. mad. 325/2. maddesi uyarınca, dava konusu kazanç kaybından indirilmesi gerektiği-
Dairelerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan yüzölçümünden küçük yapılması, eksik iş niteliğinde olup, eksik işler bedeli ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde talep edilebilir, bu nedenle mahkemece, birleşen davada, ihbar koşulu aranmaksızın dairelerin küçük yapılmasından kaynaklanan zararın talep edilebileceği- Yüklenicinin, kendi iradesiyle inşaatın tamamına ve bu kapsamda arsa sahiplerine ve kendisine verilen bağımsız bölümlere aynen yansıtılan değer artırıcı işler yapması halinde sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı durumlarda fazla bedel isteminde bulunamayacağı- Maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemlerinin, ıslahla düzeltilemeyeceği- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı- Somut olayda, arsa sahiplerince gecikme tazminatı alacağı bulunduğu ileri sürülerek asıl dava, eksik ve ayıplı işler bulunduğu ileri sürülerek, birleşen davalar açılmış olup, arsa sahiplerinin gecikme tazminatı alacağı ödenmeden veya eksik ve ayıplı işler tamamlanmadan ya da bedelleri ödenmeden, iskân ruhsatı alınmış olsa bile, sözleşmeye uygun teslim olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği- Bilirkişi tarafından, yağmur iniş boruları ve balkon giderleri bağlantıları işçiliğinin iyi yapılmamasının, dükkan üstü terastaki su yalıtımı hatalarının, yine dükkan üstü terastaki dilatasyondaki kusurun gizli ayıp niteliğinde olduğu açıklanmış ve bu sonuç doğru görülmüş ise de, diğer imalat kalemleri ile ilgili görüş bildirilmemiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında da bu konuda görüş bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda mahkemece, anılan gizli ayıp dışında kalan diğer imalat kalemlerinin açık ayıp ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı hususunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kural olarak kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemeyeceği-
Davacının, verdiği ıslah dilekçesiyle, yeni vakıalar ileri sürdüğü ve bununla ilgili tanık da gösterdiği durumda; yapılan ıslah kanuna uygun olduğundan; ikinci tanık listesi verilemeyeceğine ilişkin yasağa dayanılarak, gösterilen bu tanıkların dinlenmesinden kaçınılamayacak olup, ıslah dilekçesinde gösterdiği tanıklar usulünce dinlenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-