Mahkemece davacının ıslahının usulüne uygun olup olmadığı, gerekli harç ve teminatların yatırılıp yatırılmadığı incelenmeksizin, davanın ıslah talebi doğrultusunda kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece ıslah ile istenen alacak tutarları için de faize hükmedilmiş olup Özel Dairece ıslah dilekçesinde faiz istemi bulunmadığından, ıslahen arttırılan kısımlara faiz işletilemeyeceği belirtilerek kararın bozulduğu, ancak kısmî olarak açılan dava dilekçesinde faiz istemi mevcut olup, ıslah dilekçesi ile alacakların miktarı arttırıldığına göre, bu ıslahın kısmî ıslah olduğunun açık olduğu, bu yöndeki kısmî ıslah ile dava dilekçesindeki unsurlardan sadece talep sonucundaki miktarın düzeltilip arttırıldığı, dava dilekçesindeki faiz istemi dahil diğer unsurlar aynen devam ettiğinden dava dilekçesindeki faiz isteminin ıslah ile arttırılan alacak miktarları için de geçerli olduğunu kabul etmek gerekeceği-
Davacı, dava açarken, dava dilekçesinde talep ettiği alacak/alacaklar için faiz istemiş ancak daha sonra kısmi ıslah yoluyla dava konusu alacaklarını artırmış olup bu kez ıslah dilekçesinde faiz talep etmemiş ise, mahkemece yine de dava dilekçesindeki ilke ve esaslara uygun olarak bu artırılan kısım için de faize karar verilmesi gerektiği- Bu nedenle, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği için, artırılan kısım bakımından faiz istenmediği sonucuna ulaşamayacağı-
Usulsüz tebligata ile kesinleştirilen icra takibinde ihalenin feshine karar verilmesine karşın, bu süreçte ihale alıcısının taşınmazı 3. kişiye satması nedeniyle uğranılan maddi zararın takip alacaklısından tazminine (haksız hacizden kaynaklanan maddi tazminata) ilişkin davada ıslah ile artırılan kısım için ıslah dilekçesinde faize ilişkin belirleme yapılmadığından -ve İçtihadı Birleştirme Kararı gereği dava dilekçesindeki faiz istemi geçerli olduğundan- ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesinin hatalı olduğu- Islah dilekçesinde faiz başlangıcına yönelik bir istem olmadığına göre, ıslah edilen miktara da (ıslah tarihinden itibaren değil), dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması hâlinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkin davada, ıslah dilekçesine konu edilen kısım için de sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği-
Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağından, mahkemece; ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğiyle edilerek, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davasında delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Davanın tamamen ıslahında ıslah olunan davanın, ilk dava gününde açılmış sayılacağı- Bir davanın açılması halinde zamanaşımı kesileceği, ancak, kesilen zamanaşımının, kesilme tarihinden başlayarak yeniden işleyeceği, dava ile kesilmiş zamanaşımının, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden başlayacağı- Kısmi dava açılması halinde zamanaşımının yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesileceği- Satım sözleşmesinde zapta karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak açılan davada talep edilmemiş faiz alacağın eldeki dava ile istendiği dikkate alındığında, bu davada ıslah tarihi itibari ile ıslahla talep edilen alacak yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu ve bu nedenle davalının usulüne uygun şekilde ileri sürdüğü zamanaşımı itirazının yerinde olduğu- Davacının açıkça ıslah kurumunu işlettiği dava HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığından, belirsiz alacağa lişkin HMK. hükümlerinin somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı-
Kısmi ıslahta davacının sadece talep sonucundaki miktarı değiştirdiği, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu dikkate alındığında, ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese dahi dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olacağı-
Bozma sırasında yapılan yargılamada, davalı vekilinin "ıslah dilekçesini kabul etmediklerini" bildirdiklerine dair beyanı tespit edildiğinden, bu durumda ıslah dilekçesine muttali olunduğunun kabul edileceği-