Menkul malın teslimi ve gelir kaybına ilişkin alacak istemine ilişkin davada; davacı tarafından davalı aleyhine 10/07/2014 tarihinde boşanma ve mal rejimi tasfiye davası açıldığı, tarafların boşanmalarına ve mal rejimi tasfiye talebinin bu dosyadan tefrikine karar verildiği; eldeki dava konusu aracın da içinde yer aldığı mal rejimi tasfiye davasının derdest olduğu ve yargılamanın henüz sonuçlanmadığı; bu halde, dava konusu aracın taraflar arasında yargılaması yapılan mal rejimi tasfiye davasına konu olduğu ve bu davanın sonucunun eldeki davayı doğrudan etkileyeceği, boşanma davasının sonuçlanarak kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucu dairesinde dosyadaki diğer delillerle birlikte adı geçen davalının hukuksal durumunun tayin ve tespit edilmesi gerektiği-
"Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceği, ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağına” ilişkin HMK’nin 177. maddesinde -28.07.2020 tarihinde- yapılan değişikliğin derdest davalarda da uygulanacağı- Bozma sonrası "davacı vekilince son celse mazeret bildirmelerine rağmen bu konuda hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden hüküm kurulması" nedeniyle temyiz edilen ve "adil yargılanma kuralına uyulmaması" nedeniyle tekrar bozulan karar üzerine, bozma sonrası davacı vekili, "(ilk) Yargıtay bozma ilamında ancak bedel talep edilebileceği belirtildiğinden, taleplerini ıslah ederek dava konusu taşınmazın değerinin 1/2’sini edinilmiş mal rejiminin tasfiyesi ve katılım alacağı olarak talep ettiklerini" belirtmiş ve mahkemece "bozma sonrası ıslah yapılamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, (ilk) bozma ilamı araştırmaya yönelik olup tahkikat devam ettiğinden, davacının ıslah dilekçesi dikkate alınarak yargılama yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mal rejimi tasfiye davalarının alacaklı eşe mülkiyeti talep etme hakkı vermeyeceği- Davalı ile müteveffa arasındaki mal rejimi TMK'nin 225/son maddesi gereğince müteveffanın öldüğü tarihte sona erdiğine göre miras malları yönünden davacı ile davalı arasında ilişki mirasçılık sıfatına yönelik olup alacak davalarında tarafların birbirlerine karşı miras payları oranında sorumlu olacakları- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TMK.'nun 225/son maddesinde ve 07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK'nda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın tarafların miras payları yerine tasfiye alacak oranı üzerinden ecrimisil hesabı yapıldığı, mahkemece bu rapor esas alınmak sureti ile sonuca gidildiği, mahkemece, taraflar arasında daha önce görülen davalar nedeniyle intifadan men’e ihtiyaç bulunmadığı da göz önünde bulundurularak, gerektiğinde ek bilirkişi da raporu alınmak suretiyle tarafların miras payları baz alınarak ecrimisil miktarının belirlenmesi gerekirken mal rejimi davasında tespit edilen tasfiye alacak oranı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusuna hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Katkı payı alacağı isteği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Katkı payı alacağı isteği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
8. HD. 22.05.2019 T. E: 2018/11276, K: 5391-
Artık değere katılma alacağı isteği-