Daire bozma ilamında tarafların katkı oranlarının yeniden belirlenmesi ve buna göre alacaklar hesaplanıp takas-mahsup yapılması gerektiğine işaret edilmiş olup, davalı birleşen dosyada davacı kadının ilk hükümde hesap edilen ............... TL (katkı oranı %65e göre) alacağının bozma kapsamı dışında tutulmadığı, bozma ilamı sonrası Yasa'ya, Daire yerleşik uygulamasına ve dosya kapsamına uygun şekilde tespiti yapılan katkı oranına (%59.50) göre dava konusu meskende davalı birleşen dosyada davacı kadının katkı payı alacağı miktarı belirlenip bulunacak meblağa göre takas-mahsup yapılması gerekeceği, mahkemece, %65 katkı oranıyla bulunan ............... TL'ye göre takas mahsup sonucu alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Evlilik birliği içerisinde davacının ve davalının, sürekli ve düzenli gelir elde ettiklerinin sabit olduğu, mahkemenin, davacının söz konusu taşınmazlar yönünden katkı payı alacağı olduğuna dair kabulü yerinde ise de, hükme esas alınan hesap bilirkişi heyet raporu incelendiğinde gelirlerin yöntemince dikkate alınmadığının anlaşıldığı, tarafların evlilik tarihi 1968 yılından boşanma dava tarihi olan 2012 yılına kadar gelirler toplamı üzerinden hesap yapılıp katkı oranı belirlenmesinin ve bu katkı oranına istinaden katkı payı alacağının tespitinin hatalı olduğu, mahkemece yapılacak işin, tarafların evlilik tarihinden taşınmazların edinme tarihlerine kadar olan süre nazara alınarak tarafların elde ettiği gelirleri toplamı üzerinden davacının katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi olması gerekeceği-
Dosya kapsamına göre davacının evlilik birliği içinde abisiyle beraber dükkan işletmek suretiyle çalışarak gelir elde ettiği, davalı kadının dinletmiş olduğu tanıklar her ne kadar babasının maddi yardımı ve ziynetleriyle katkıda bulunduğundan söz etmiş iseler de, bu beyanların soyut nitelikte olup, hükme esas alınamayacağı, ziynetlerin varlığına ilişkin herhangi bir fotoğraf, CD gibi somut delilin dosyaya sunulamadığı anlaşıldığına göre, taşınmazın tamamının davacının katkısıyla alındığı kabul edilerek karar verilmesi gerekeceği- Davacı vekili dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmamış, fakat bozmadan sonra dosyaya sunmuş olduğu ......... havale tarihli dilekçesinde ............. TL alacağın dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bu bedel üzerinden belirlenen harcı da yatırmış olduğuna ve ıslah dilekçesiyle faiz talep ettiğine göre , alacağa ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre, peşinatın tarafların kişisel malı ile karşılandığı iddia ve ispat edilemediğine göre, edinilmiş mal kabul edilerek, peşinat ile tasfiyeye konu taşınmaz için kullanılan kredinin boşanma dava tarihinde kadar yapılan kredi ödemelerinin toplam kredi ödemelerine ve edinme değerlerine oranlaması yapılarak, mahkemenin ilk kararının davalı tarafından temyiz edilmiş olması ve bozma nedenleri dikkate alınarak, talep miktarı ve faiz başlangıç tarihi yönünden usuli kazanılmış haklar da göz önünde bulundurularak artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamı incelendiğinde, davalı tarafından ......... tarihli dilekçe ekinde sunulan iki adet banka dekontu ile davacının toplam alacağının yargılama devam ederken davacı tarafa ödendiğinin anlaşıldığı, mahkemece, bu miktar yönünden ödeme yapıldığı dikkate alınarak dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde alacağın tespitine ve ödemesi yapılan para yönünden faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının taşınmazı 2014 yılındaki 3. kişiye devrinin katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmadığı kabul edilerek, davacı tarafın katılma alacağı talebi reddedilmiş ise de, boşanma dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre, tarafların Ekim 2014 yılında meydana gelen tartışma sonrası ayrıldıkları, bu tartışmadan sonra yeniden bir araya geldikleri, 2015 yılının sonuna doğru yeniden anlaşmazlığa düştükleri ve ayrıldıkları, bu anlaşmazlık sonrası açılan boşanma davası sonrasında boşandıkları, davalının davacıyla Ekim ayındaki tartışmaları sonrasında, 11.11.2014 tarihinde taşınmazı 3. kişiye devrettiği, daha sonra boşanma davasından sonra 2018 yılında yeniden taşınmazı devraldığı dikkate alındığında, davalının davaya konu taşınmazı davacının katılma alacağını azaltma kastıyla devrettiğinin kabulü gerekeceği, buna göre, dosyadaki toplanmış veya toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle, davacının artık değere katılma alacağı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Tasfiyeye konu meskenin eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu ............. tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafından katkısının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın ve istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde, Hollanda’da çalışarak gelir elde ettiğini, davalıya kendisinin para göndermek suretiyle davaya konu taşınmazın alındığını beyan ettiği, davacı tarafın tanık bildirmediği, dosya kapsamında dinlenen davalı tanıklarının ise, davacı erkeğin evlilik birliği içinde Hollanda’da inşaat işinde çalıştığını beyan ettikleri, mahkemece bu konuda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece yukarıda açıklanan Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre taraf gelirleri toplanarak, her bir eşin kişisel harcamaları ile kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama da göz önünde bulundurularak belirlenecek katkı payı oranına göre hesaplanacak katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekeceği-
Davaya konu taşınmazın 2000 yılında müteahhitten satın alınarak edinildiği, alım sırasında davacının bedele karşılık müteahhide senet verdiği, buna göre, senetlerin taşınmazın ediniminde kullanıldığının kabulü doğru ise de, mahkeme yazı işleri müdürlüğünün tutanağından anlaşıldığı üzere, düzenlenen senetlerin ödemelerinin bir kısmının 01.01.2002 tarihinden önceki döneme, bir kısmının ise 01.01.2002 tarihinden sonraki döneme isabet ettiği, buna göre öncelikle ilgili senetler dosyaya alınarak, Dairemizin yukarıda açıklanan ilke ve uygulamaları doğrultusunda, 01.01.2002 öncesi dönemde yapılan ödemeler sebebiyle davacı lehine katkı payı alacağı, 01.01.2002 sonrası dönemde yapılan ödemeler sebebiyle davacı lehine katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın borcunun tamamının 01.01.2002 öncesi dönemde sona erdiği kabul edilerek davacı lehine katkı payı alacağı hesaplanmasının doğru olmadığı-
Davalı ve abisinin, plakanın davalıya devri öncesinde ticari plakayı beraber çalıştırdıkları dikkate alındığında, ticari plakanın davalı ve abisine ait olup, davalı tarafından abisinden devralınan kısmın, abisine düşen yarı payı bulunduğu, bu yarı payın kişisel malı niteliğinde olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, dosya kapsamına göre, abiden alınan bu kısmın kişisel malı niteliğinde olduğunun somut delillerle ispatlanamadığı, bu nedenle ticari plakanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısının davacının edinilmiş malı kabul edilerek, bu kısım üzerinde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre, davacının ziynet eşyalarının satılarak edinilen dava dışı arsanın satım bedelinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının ispatlanamadığının kabulü doğru ise de, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan boşanma dava dosyasında davacı kadının o dosyadaki tanıklarının, kadının çocuk bakarak, el işleri yaparak aile geçimine katkıda bulunduğunu beyan ettikleri, eldeki dosyada dinlenen davacı tanıklarının davacının evlilik birliği içinde çalışıp çalışmadığıyla ilgili beyanlarının alınmadığı anlaşıldığına göre, davacı tanıklarının yeniden çağrılarak davacının çocuk bakarak veya el işi, örgü işi yaparak çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu çalışmalarının devamlılık arz edip etmediğinin sorulması, bu şekilde davacının çalışması dava konusu evin edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) arz etmiş ise, davacının elde ettiği gelirin ve buna bağlı olarak katkı oranının belirlenip belirlenemeyeceği gözetilerek, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile 6098 sayılı TBK'nın 50. ve 51. maddelerinin kapsamları da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek bir miktar paranın davacı lehine katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekeceği-