İCRA VE İFLÂS KANUNU > 12 - Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması > - I. ADÎ KONKORDATO > Madde 293 - Kanun yolları
Konkordato projesine itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmemeleri hâlinde tasdik duruşmasında yer alamayacağı- Konkordato projesine, alacaklılar toplantısının yapılmasından sonra iltihak süresi içerisinde itiraz edilmiş ise de, itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirilmediği anlaşıldığından tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; “itiraz eden alacaklı” deyiminden sadece tasdik duruşmasından önce itirazlarını yazılı olarak bildirerek tasdik duruşmasına katılan alacaklıların kastedilmediği, alacaklılar toplantısında ya da yedi günlük iltihak süresi içinde “Ret” oyu veren alacaklıların da kararı istinaf edebileceği, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklıların ise, tasdik kararının ilanından itibaren istinaf yoluna başvurabileceğinin düzenlendiği, alacaklılar yönünden kanun yoluna başvuru süresi ilandan itibaren başladığına göre, itiraz eden alacaklının tasdik duruşmasına katılma şartının aranmadığı, bu nedenlerle alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içinde olumsuz oy kullanarak iradesini belli eden alacaklının kanun yoluna başvuru hakkının kabulünün gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüşün benimsenmediği-
Mahkemelerin çekişmeli alacaklara ilişkin değerlendirme yapamayacağı- Üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacakta alacaklı yanında rehin veren üçüncü kişilerin oy kullanamayacağı- Konkordatoda eşitlik ve kötü niyet ilkesi- Adi ortaklığı oluşturan ortakların ve temlik alan kişinin konkordato projesinde oy kullanamaması- Bölge adliye mahkemesince verilen ilk kararını temyiz eden alacaklının temyiz itirazları Özel Dairece reddedilmiş olduğundan bu alacaklının direnme kararını temyizde hukukî yararı bulunmadığı- Konkordatoya ilişkin hükümlerin sadece borçlu tarafından verilen rehinler hakkında uygulanacağı, rehinli alacaklının üçüncü kişinin malı üzerinde rehin tesis edilmesini talep etmesinin temelinde, borçlunun malî durumunun ileride bozulması hâlinde alacağını rehinli malı sattırarak tahsil etmek bulunduğu- Borçlu hakkında verilen mühletten rehin veren üçüncü kişinin de yararlanacağı kabul edilirse, rehinli alacaklının üçüncü kişiden teminat istemesinin hiçbir anlamı kalmayacağı- Üçüncü kişinin verdiği rehinde, rehinli alacaklının konkordato borçlusundan olan alacağının konkordato hükümlerine tabi olduğu ve bu sebeple, rehinli alacaklıya alacağının tamamını konkordatoya yazdırma ve oy kullanma hakkı verilmesinin zorunlu olduğu- İpotek alacaklısı bankanın alacağı adi alacak olarak ...TL üzerinden konkordato nisabına dâhil edilmiş ve banka tarafından projeye red oyu kullanılmış olup, bu aşamada ipotek veren üçüncü kişilerin nisaba dâhil edilmesinde hukukî yararları bulunmadığı- Komiser görevlendirmesi ve diğer işlemlerin yapılması yetki ve görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu, ilk derece mahkemesince tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verilen konkordato projesi üzerinde, bölge adliye mahkemesince çekişmeli alacakların hangi oranda nisaba dâhil olacağına ilişkin değerlendirme yapma yetkisi bulunmadığı- "Konkordato yargılamasının çekişmesiz yargı işi olduğu ve kamu yararının bulunduğu, bu nedenle konkordato süresince re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, bölge adliye mahkemesince istinaf nedenleri ile sınırlı olmaksızın araştırma yapılabileceği, tasdik yargılamasındaki usulün istinaf süresince de devam edeceği, bölge adliye mahkemesince de nisaba ilişkin değerlendirme yapılabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İİK. 287/son uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı, İİK. 293/1 uyarınca da kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı- 20.02.2020 tarihli ara kararla İİK'nın 289/5. maddesi uyarınca kesin mühletin üç ay süreyle uzatılmasına karar verildiği, 22.05.2020 tarihinde sona erecek kesin mühletin 7226 sayılı yasanın Geçici 1. m. uyarınca 16.08.2020 tarihine kadar uzadığının tespit edildiği, 12.08.2020 tarihli ara kararla 16.08.2020 tarihinde sona erecek kesin mühletin iki ay uzatılmasına karar verildiği, 14.10.2020 tarihinde de karar verildiği anlaşılmakla, İİK m. 304/1, c: 2 hükmüne uygun sürede karar verildiği- Çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkemenin karar vereceği- Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkân sağlandığı (İİK m.308/b) ve bu nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmadığı-
İİK. mad. 293/2 uyarınca, konkordato mühlet talebinin reddiyle birlikte iflas kararı verilmediği sürece, sadece istinaf kanun yolunun açık olduğu- İİK. mad. 293/3 uyarınca, iflas kararı verildiği takdirde; İİK’nın 164. maddesi gereğince, hem istinaf hem de temyiz kanun yolunun açık olduğu- Sadece mühlet talebinin reddine karar verilmesine halinde, iflasa karar verilmediğinden bu karara karşı bölge adliye mahkemesince verilen kararın kesin olduğu-
Davacı, borçların tamamen ödeneceği belirtilmekteyse de, "projede borçların ne kadar bir zamanda, hangi vadelerle vb. şekillerde ödeneceğine ilişkin bir teklif olmadığı, taşınmazın davacı tarafından piyasa koşullarında ve değerinde satılacağı ve borçların bu şekilde tasfiye edileceği öngörülmekle beraber, mühlet konusunda hiç bir açıklama olmadığı, proforma gelir tablosu hazırlanmasına gerek duyulmadığı belirtilmekte olup İİK. mad. 287 gereğince, ilk derece mahkemesi, konkordato talebi üzerine İİK.'nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak sunulduğunun tespiti halinde geçici mühlet kararı vererek 297/2. maddesindeki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağından, davacı tarafından İİK.nun 286. maddesinde belirtilen ve dilekçe ekinde sunulması dava şartı olan belgeleri tamamlaması için HMK. m. 115/2'ye göre kesin süre verilerek ve konkordato ön projesinde bulunmayan mühlet ile ilgili olarak açıklama yaptırılarak, belgelerin de tamamlanması istenmesi ve kesin süre sonunda hâsıl olan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belgeleri tamamlaması ve projedeki eksikliğin (mühlet) açıklattırılıp giderilme imkanı tanınmadan (süre verilmeden) talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-