Miras bırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler mirasçı olamayacakları gibi, ölüme bağlı herhangi bir hak edinemeyeceklerinden ağır tahrik sonucu da olsa eşini kasten öldürene eşin ölüm aylığının bağlanamayacağı; ancak eşini “kasdın aşılması suretiyle öldüren” eşin, ölüm aylığından yararlanacağı-
Mirastan yoksunluğun tesbiti davalarında görevin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu-
Türk Medeni Kanununun 578. maddesinde sayılan mirastan yoksunluk nedenleri ve bu düzenlemeye koşut bulunan 5434 sayılı Kanunun 77. maddesi sosyal güvenlik hukuku alanında da evrensel hukuk ilkeleri arasında yer alan “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesinin gözetilmesini zorunlu kılmakta, sigortalının kasten öldürülmesi halinde, 506 sayılı Kanunun 68. maddesinde öncelikle aranan “ölüm aylığına hak kazanma” olgusunun gerçekleşmediği sonucuna varılacağı-
Miras bırakanı kasten ve haksız yere öldüren kişinin, miras bıra-kanın mirasından mahrum olacağı-
Miras bırakan fiilen ya da öldürmeye azmettirerek ve her ne şekilde olursa olsun suça teşvik ederek suç kararını destekleyenlerin, eylemden sonra yardımda bulunanların, suç araçlarını sağlayanların, suçun işlenmesi için talimat verenlerin, suçun işlenmesini kolaylaştıranların, kasten veya haksız yere öldürülenin mirasından mahrum olacakları-
Vatandaşlıktan çıkarılan kişinin miras yolu ile mülk edinemeyeceği-
Öldürme fiilinin, mirastan mahrumiyeti gerektirmemesi için, «fiilin kasten olmaması «(kazaen öldürme) veya «fiilde hukuka aykırılık bulunmaması «(meşru müdafaa) gerektiği, «zaruret hududunu aşarak «(TCK. 49, 50) miras bırakan öldürenlerin de, mirastan mahrum olacakları -
«MK. 578/I uyarınca mirasçılık sıfatının yitirilmiş olup olmadığı»-nın tesbiti için açılan davaya, asliye hukuk mahkemesinde bakılacağı-