Borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiği, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu anlaşıldığından, alacaklının, takip öncesi ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece alacaklıya TMK.nun 887, Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı olacağı-
Alacaklı tarafından Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtar tebliği ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapılması ve daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda alacaklı tarafa mehil verilmesi ve bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin iptal edilmesi gerekeceği-