Belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olması halinde, öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiği- "Tüketici hakem heyetleri" ile "tüketici mahkemeleri" arasında görev ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceğinden, davanın görevsizlik nedeniyle değil, tüketici hakem heyetine zorunlu başvurunun sağlanmasına ilişkin "dava şartı yokluğundan reddine" karar verilmesi gerektiği- "HMK. 107 uyarınca açılmış bir davada mahkemenin görevli olup olmadığının dava dilekçesinde gösterilen miktara göre değil, yapılacak tahkikat sonucunda mahkemenin tespit edeceği değere göre belirlemesi gerektiği, bu sebeple doğrudan davanın usul yönünden reddedilmesinin hatalı olduğu, alacak miktarının yapılacak yargılama neticesinde tespit olunan değerin tüketici hakem heyetlerinin görev sınırında olduğunun anlaşılması hâlinde "dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklîndeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nispi tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dava konusu miktarı geçmemek üzere maktu tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı-
Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği kararın kesin olduğu- Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği-
Kesinleşen Tüketici Hakem Heyeti kararının İİK 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğini haiz belge niteliğinde olduğu, bu belgeye istinaden icraen infaz edilen alacak nedeniyle istirdat davası açılamayacağı-
Ticari taşıt alımı için kullandırılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasının 6502 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Eldeki davada dava değeri 1.750 TL olup, mahkemece talebin kısmen kabulüne ve 354 TL ekspertiz masrafının mahsubu sonucu kalan 1.396 TL.nin tüketiciye iadesi şeklinde Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı kararının düzeltilmesine karar verilmiş olmakla, dava kısmen davalı lehine sonuçlandığından; davanın reddedilen miktarı üzerinden davalı lehine hükmedilecek olan vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.nin 12. maddesi uyarınca 750 TL olarak hesaplanması gerektiği, 42,48 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı bankanın, davalıya kullandırdığı tüketici kredisinin masraflarının iadesine ilişkin aleyhine verilen Tüketici Hakem Heyetinin kararı sonrası kredi kullanan davalıya ödemesi gereken miktarı ödediği halde haklarında icra takibi başlatıldığını belirterek icranın geri bırakılması ve icra takibinin iptalini istediği davanın 6502 sayılı Kanunun 70/3. maddesi uyarınca tüketici mahkemesinde görüleceği-
Davacının ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetince verilen karara itiraz ettiği, İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemelerinin 08.07.2013 tarihinde faaliyete geçirildiği, davanın ise 25/03/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor