İlk derece mahkemesince "hile" hukuksal nedenine dayalı olarak karar verilmesi üzerine, istinaf başvurusu BAM tarafından esastan inceleme yapılmak suretiyle kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, o tarihte yürürlükte olan HMK 353/1-a-6 uyarınca, dosyayı mahalline göndermediği görülen BAM'nin ilk derece mahkemesince yapılan hukuki nitelendirmeyi kabul etmiş olduğu- Davacı vekilince "açılan davanın hile hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak ıslah edildiği" anlaşıldığından, öncelikle davanın TBK 39 gereğince hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının belirlenmesi, süresinde açılmış ise hile hukuki nedenine göre tüm deliller değerlendirilerek "temlikin hileli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması" ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesince hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Davasını tamamen ıslah eden davacının ıslah dilekçesi ekinde dosyaya ibraz ettiği beyan dilekçesindeki maddi vakıaların "inançlı işlem" hukuki sebebine ilişkin olduğu, hukuki sebebi ileri sürülen maddi vakıalar karşısında hâkimin belirleyeceği, ilk derece mahkemesince ön inceleme aşamasında yapılan hatalı hukuki nitelendirmenin bağlayıcı olmayacağı, davacının beyan dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların da inançlı işlem vakıasından öteye gitmediği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece dava şartı olan derdestlik yönünden bir inceleme yapılmadan ve karar verilmeden, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ancak mahkemece öncelikle dava şartı yönünden, derdestlik olmadığına karar verilmesi halinde ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, tahkikata başlamadan önce zamanaşımı defi hakkında karar verilmesi gerektiği-
İşçilik alacağına ilişkin davada, dosyaya fotokopisi ibraz edilen fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti tahakkuku içeren imzalı ücret bordrolarına karşı imza itirazında bulunulması ve mahkemece "belge asıllarının ibrazı için" davalıya verilen kesin sürenin kanuna uygun olarak ihtar edilmemesi durumunda, iki haftalık süre geçtikten sonra davalı tarafından sunulan ücret bordro asıllarının kanuni süre içerisinde sunulduğunun kabulü ile bunlar üzerinde imza incelemesi yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Zamanaşımına uğrayan senetler adi senede dönüşmeyeceğinden, alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacağı, (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabileceği- Dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacının ön inceleme duruşmasından sonra tanık deliline dayanmasının mümkün olmadığı- Dosya içerisinde yer alan muacceliyet sözleşmesi incelendiğinde temel alacağa ilişkin herhangi bir atıfta bulunulmadığı- Davacı her ne kadar bilirkişi deliline dayanmışsa da, davalılar tacir olmayıp dava da ticari dava niteliğinde olmadığından akdi ilişkinin ispatı noktasında davacının ticarî defterlerinin incelenmesinin sonuca etkili olmayacağı-
Somut olayda, dava dilekçesinin davalıya 16.10.2012 tarihinde usule uygun şekilde tebliğ edildiği, davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesinin sunulmadığı, böylece davalının dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarını inkâr etmekle birlikte savunmasına yönelik herhangi bir vakıaya dayanmadığı, davalının kanunla kesin şekilde belirlenen iki haftalık süreden sonra 05.11.2012 tarihinde, davaya cevap vererek aynı dilekçe ile tanık deliline dayandığı, mahkemece yapılan 12.12.2012 tarihili ön inceleme duruşmasına her iki taraf vekilinin katıldığı, davacı ve vekilinin süresinden sonra verilen cevap dilekçesine muvafakatinin olmadığı anlaşıldığı- Bu durumda; süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemekle inkâr savunmasına dayanak vakıa ve delile dayanmayan davalının süresinden sonra bildirmiş olduğu tanıklarının karşı ispat hakkı kapsamına taşınarak dinlenilmesine de imkân bulmadığı-
Ön inceleme duruşmasında mahkemece, tarafların anlaşamadıkları hususların, dayanılan hukuki sebep ya da sebeplerin nelerden ibaret olduğu, isteğin ne olduğu saptanmamış olup; gerekçeli kararda da hukuki niteleme yapılmayarak davanın kabulü ile iptal tescile karar verilmiş olmasının hatalı olduğu- Davadaki uyuşmazlık konusunun, dayanılan hukuki sebep ya da sebeplerin neler olduğunun açık bir şekilde belirlenmesi, buna göre hukuki nitelemenin yapılarak uygulanacak yasa hükmünün tespit edilip uygulanması suretiyle bir inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ön inceleme aşamasında yapılması gereken usul işlemlerinin yapılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tek tek tespit edilmesi, tarafların tahkikat ve sözlü yargılamaya davet edilmesi, ön inceleme aşamasında yapılması gereken tüm işlemler yapıldıktan sonra tahkikata geçilmesi gerekirken ön inceleme duruşması usulüne uygun yapılmadan tahkikat aşamasına geçilerek davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacılar tarafından bildirilen ikinci tanık listesindeki tanıkların dinlemelerinin hatalı olduğu-
Usulüne uygun bir tebligatın kişiyi aleyhine açılan davadan haberdar etmek, dolayısıyla kendisini ilgilendiren yargılamadan tam olarak bilgi sahibi olmasını sağlamak, açıklamada bulunmak ve ispat hakkını kullanmasına imkan vermek amacını taşıdığı- Davalının memis adresine, öncelikle memis kaydı düşülmeden normal tebligat çıkarılması, bu şekilde tebliğin gerçekleşmemesi halinde, memis adresine Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebligatın çıkarılması gerektiği- Muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre yapılan dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda davalının cevap dilekçesi süresinde olduğundan, cevap dilekçesinde bildirilen tanıkların usulünce çağırılıp dinlenmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK'nin ön incelemenin kapsamı başlıklı, 137. maddesinde dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyeceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulha veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve duruşma günü verilemeyeceğinin belirtilmiş olduğu-
Usul ekonomisi gereği, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddedilebileceği-