Davacıların 21.04.2008 tarihinde alınan mirasçılık belgesi ile ... ...’in mirasçısı olduklarını belgeledikleri, dava konusu taşınmazlardaki Hazine adına tescil edilen murislerine ait payların iptali ve kendi adlarına tesciline ilişkin açtıkları kabul ile sonuçlanan davanın 17.03.2011 tarihinde kesinleştiği, 10.08.2012 tarihinde bu taşınmazlardan elde edilen gelirlerin geri ödenmesi için davalı idareye müracaat edildiği, eldeki davanın da 10.10.2013 tarihinde açıldığı göz önüne alındığında –Hazine'nin kötüniyetli olduğu düşünülemeyeceğinden- TMK.'nun 639.maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının da zamanaşımı def’inde bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece zamanaşımı nedeniyle tüm talep yönünden ret kararı verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ve incir ağaçlarının mülkiyetinin tespitine ilişkin davada, mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan (özellikle ihtilaf konusu olmayan ve) kök muris tarafından ekildiği anlaşılan 100 yaş üzeri ağaçlar ile diğer zeytin ağaçları belirlenerek, ağaçların yerini gösterir şekilde teknik bilirkişiye uygulama ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, muhdesatların mümkünse bütün halinde fotoğraflanması ve bu hususun denetime elverişli ziraat bilirkişi raporu ile desteklenmesi suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçları ile ilgili infazda kuşku oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerektiği-
Tarafların murisinin sağlığında ticaret ve hayvancılıkla uğraştığı, vefat ettiğinde dava dilekçesinde bildirilen miktarda mal-para-altın-döviz bıraktığını ileri sürdüğü, bu husus duruşma sırasında dinlenen davacı şahitlerinin beyanlarından da anlaşıldığı, nitekim, babalarından kaldığı iddia olunanların paylaşılmadığı, davalıların tasarrufunda kaldığı tüm dosya kapsamı ile de sabit olduğu, muristen hangi malların kaldığını ispat için tereke tespiti yaptırılmasına, malların muhafaza altına alınıp defterinin tutulmasına veya taksimi için dava açılmasına da gerek olmadığı, öyle olunca davacı davalılarda kalanlara ilişkin olarak payına düşen kısmı istemekte haklı olduğu-Mahkemece, dosyadaki şahit beyanları diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek davacının yemin deliline dayandığı da gözetilerek muristen kalanların miktarı belirlenip, bunların dava tarihindeki değerinden davacının payına düşen kısmın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-Dava miras payına dayalı adi istihkak davası olup zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-
Kural olarak, bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usuli kazanılmış hakkın doğacağı ve uyulan bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapma zorunluluğunun ortaya çıkacağı, ancak, TMK.nun 713/1 ve MK.nun 639/1 maddesine dayalı davaların kamusal yönü ağırlıklı davalar olduğu, hakimin taraf delillerinin haricinde ve gerek gördüğünde re'sen araştırma yetkisinin de bulunduğu, bu sebeple Daire’nin bozma kararının, taraflar için lehte ve alehte usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı-
Mahkemece yapılacak işin; miras bırakanın tüm mirasçılarının davaya muvafakatları alınamadığından, TMK.nun 640. maddesi gereğince terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, bu usuli eksiklik yerine getirilerek dava şartı tamamlandıktan sonra uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi olduğu-
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin -kural olarak- mümkün olmadığı; ancak, konunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olabileceği–
Lehine belirli mal vasiyet edilmiş olan kimsenin hakkı aynî olmayıp şahsi nitelikte olduğundan, vasiyet konusu şeyin elden çıkarılmış olması halinde, vasiyet alacaklısının malı elinden çıkarmış olan mirasçıdan o şeyin bedelini isteyebileceği-
Miras sebebiyle istihkak davasının iyiniyetli zilyet hakkında ölüm tarihinden itibaren en geç on yıl içinde açılabileceği -
Kötüniyetli zilyet hakkında, miras sebebiyle istihkak davasının ölüm tarihinden itibaren en geç yirmi yıl içinde açılabileceği -
MK. 639’daki sürenin zamanaşımı süresi olduğu -