Davalılardan eski eş cevabında katılma alacağına konu edilen taşınmazın alımında kişisel malı niteliğinde bulunan aracın satışından elde edilen para ve babasının bankadan kullandığı kredi ile kendisine yardımda bulunduğunu ileri sürmüş bu husus tanık beyanları ile doğrulanmış olup ilgili banka kayıtları delil listesinde bildirildiğinden bankadan kayıtların getirtilip miktarın araştırılması, miktarı ve niteliği itibariyle davalıya verilebilecek nitelikte olup olmadığının araştırılması; ayrıca gerkirse davalıdan HMK 31. maddesi çerçevesinde açıklama istenilerek, aracın trafik sicilinden sicil kaydı ve satış belgelerinin getirtilerek, aracın satış ve alacak talebine konu taşınmazın alım tarihleri karşılaştırılarak aracın satışından elde edilen paranın taşınmazın alınmasında kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı değerlendirilip; gerek davalının babası tarafından yapılan yardımın gerekse aracın satışından elde edilen paranın taşınmazın alınmasında kullanıldığı sabit kabul edildiği takdirde, TMK. mad. 230/3 uyarınca davacı yararına denkleştirme yapılacağı düşünülmesi; hesaplama yapılması için bilirkişi raporu alınması ve gerçekleşecek sonuca göre bu aşamada sadece alacaktan davalı eski eşin sorumlu olabileceği gözetilerek karar verilmesi gerektiği- Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği; ancak alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulmasının doğru olmayacağı- Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davacının katılma alacağı tespit edilmesi halinde, alacaktan davalı eşin sorumluluğuna hükmedilmesi; eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK. mad. 167 uyarınca üçüncü kişiye karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşe karşı açılan katılma alacağı davası sonucunun ve alacağa karar verilmiş ise, eşden tahsil edilebilme durumunun HMK. mad. 165/1 gereğince “bekletici sorun” yapılması, eş hakkındaki alacak davasının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalının sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul gibi bir takım farklı olgular nedeniyle, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebilmesi için hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı-
Maddi olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hakime ait olduğu- Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı olduğu- Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkı olduğu- Katılma alacağının Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek olmadığı- Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı- Üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı Kanun'un 241.maddesine dayanılarak alacak davası açıldığında, 229. maddedeki kazandırma veya devir koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yeniden araştırma konusu yapılmaması gerektiği-
Davaların ayrılmasına karar verilmiş ise, ayrılan dava için ayrı bir dosya açılıp ayrı bir esas numarası verileceği ve bu aşamadan sonra ilk esas numarası almış davada artık ayrılan dava konusunda herhangi bir karar verilemeyeceği-
Meslek hastalığı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, olayın oluş şekli, müterafik kusur oranları, husule gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, 26.6.1966 T. 7/7 s. İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimi ile hak ve nesafet kurallarının esas alınacağı- 4857 s. K.'dan kaynaklanan işçilik alacağında ise esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının türüne göre manevi tazminat davasındaki kıstaslardan farklı kıstaslara dayanan ayrı bir hesap yapılması gerektiğinden, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Meslek hastalığı nedeniyle açılan manevi tazminat davasında, olayın oluş şekli, müterafik kusur oranları, husule gelen elem ve ızdırabın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriği ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimi, hak ve nesafet kurallarının esas alınacağı; işçilik alacağı davasında; bu tür davaların 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklandığı, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının türüne göre manevi tazminat davasındaki kıstaslardan farklı kıstaslara dayanan ayrı bir hesap yapılması gerekeceğinden her iki davayı ayırmak ve yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmak gerektiği-
Kayıt kabul istemini içeren davalar, İİK'nın 235/3. madde hükmü uyarınca basit yargılama usulüne tabi olup, itirazın iptali istemli davanın ise, yazılı yargılama usulüne tabi olduğu- HMK'nın 167. maddesi gereğince; mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebileceği; bu durumda, mahkemece davalı müflis şirket ile diğer davalılar hakkındaki davanın farklı yargılama usulüne tâbi olduğu gözetilerek davalı şirket ile ilgili davanın ayrılarak, ayrı bir esasa kaydedilerek, tâbi olduğu usule göre yargılamanın yürütülmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteği-
7 farklı alacaklının 12 ayrı icra takibi yaptığı, aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı, herbir alacaklı ve takip dosyası yönünden İİK. mad. 277 vd.nda belirtilen dava koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, dava konusu taşınmaz ve davalı üçüncü kişi aynı da olsa, HMK. mad. 167 uyarınca dosyanın alacaklılarına göre tefrik edilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davası ile alacak davasının farklı yargılama yöntemlerine tabi olmaları nedeniyle birlikte görülme imkanı olmadığı, bu durumda tasarrufun iptali davası ile alacak davasının tefrik edilmesi, gerektiğinde tasarrufun iptali davasında alacak davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-