Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliğinin zorunlu olduğu- İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu-
K. takdirine itiraz dosyasına vekaletname sunulması halinde satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği-
Borçlunun, vekili aracılığıyla kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve anılan kararının takip dosyası arasında bulunduğu, bu durumda, Tebligat Kanunu hükümleri gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumun müvekkiline tebliğinden itibaren on beş gün süre ile devam edeceği (Av. K. mad. 41) öngörüldüğünden, vekaletten çekilme, davalılara tebliğ edilmeden, borçlu davalıların savunma hakkı kısıtlanarak gıyaplarında karar oluşturulmasının isabetsiz olduğu-
Vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu- Borçlu asile yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğu gibi, borçlunun takibin iptali talebi ile icra mahkemesine yaptığı başvuruda haczin bu tarihte öğrenildiğinin kabul edilemeyeceği-taşınmazın haczinden sonra, borçlunun haciz işlemini öğrendiğinin kabulünü gerektirecek nitelikte dosyada yapılmış bir işlemin bulunmadığı- Borçlu vekilinin şikayet tarihinden daha evvel haczi öğrendiği, yani kendisinin beyan ettiği tarihin aksi kesin ve geçerli bir yazılı belge ile ispatlanamadığından haczedilmezlik şikayetinin İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğunun kabulünün gerekeceği-
Satış ilanı borçlu vekiline tebliğe hiç çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanamayacağı, yani, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanının tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
K. takdirine itiraz dosyasında kararının alacaklı vekiline tefhim edildiği, böylece alacaklı vekilinin, borçluların hakkındaki takibi vekille sürdürdüğünü öğrendiği- K. takdirine itiraz eden borçlular vekilinin icra dosyasına vekaletnamesini ibraz etmesine gerek olmadığı, gayrimenkul ihalelerinde satış ilanının şikayetçi borçlular vekiline usulüne  uygun tebliğ edilmemesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Şikayete konu taşınmazın ihale bedeli üzerinden KDV alınıp alınmayacağı talebi ve talibi olumsuz yönde etkileyeceğinden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-r maddesinde belirtilen istisna kapsamına taşınmazın girip girmediği mahkemece yöntemince araştırılmadan şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Satış ilanının borçluya tebliğinin zorunlu olduğu, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği-
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 5578 Sayılı Kanunla değişik 8. maddesine göre; belirlenen parsel büyüklüğünün mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde iki hektar, dikili tarım arazilerinde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde iki hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılmayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (paylı veya elbirliği) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü kişilere satılamayacağı, devredilemeyeceği ve bu araziler hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı- Not: 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesinin 4. fıkrası 6537 sayılı Kanun'un 4. maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırıldığından, bu tür taşınmazların hacizle satışına ve üzerinde rehin kurulmasına engel kalmamıştır.
Takip konusu ilamda borçlu asiller kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden takiple ilgili tüm tebligatların bu vekile yapılması gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor