Asliye hukuk mahkemesinin itirazın iptaline ilişkin kararı üzerine alacağın haricen tahsil edilip, kararın bozulmasından sonra asliye hukuk mahkemesince verilen yeni karar üzerine fazla ödenmiş olan paranın tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takipte ödeme emrinin takip talebinde gösterilen asliye hukuk mahkemesinin ilâmındaki vekile tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, "takip dosyasına vekil tarafından ayrıca vekâletname ibraz edilmemişse , ödeme emrinin asıla tebliği gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı borçlu vekili "vekillik görevinden istifa ettiğini" bildirmişse de, icra dosyasında istifa dilekçesinin davacı borçlu asile tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatasına rastlanmadığından, vekillerin istifasının borçlu asile tebliğ edilmemesi sebebiyle yasal olarak vekalet görevinin sona erdiğinden söz edilemeyeceği- İstifa dilekçesinin asile tebliği için gerekli masrafın istifa eden vekiller tarafından karşılanması gerektiği- Avukatlık Kanunu'nun 41. maddesine göre vekalet ilişkisinin devam ettiği, bu durumda istifa eden vekile yapılan tebligatın usule uygun olduğu-
Mahkemece, Noterler Birliği'ne ..............İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ve ............ Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevaplarından ve şikayetçi/ borçlu şirketin vekaletnamesinden, ödeme emrinin borçlu şirkete ait olmayan bir adrese tebliğ edildiği adresin "........... hukuk bürosu isimli" bir yere ait olduğu, Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabı ekindeki vekaletnameden, ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste faaliyet gösteren Avukatlık Ortaklığı'na verilen yetkilerin sadece mali işlerle ilgili vergi dairesinde yapılabilecek iş ve işlemlere yönelik olduğu, kaldı ki takibin ilamlı değil, genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu göz önüne alındığında TK m. 10 uyarınca muhatabın bilinen adresine tebligat çıkarılması gerektiği somut olayda ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun anlaşıldığı, TK m. 32 'de "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verildiğinden şikayetçinin öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarihin aksi alacaklı tarafça iddia ve ispat da edilmediği, mahkemece aynı gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
Borçlunun vekili bulunması halinde tebligatın vekile yapılmasına dair zorunluluğun asile tebligat yapılması gereğini ortadan kaldırmadığı, İİK'nın 76 ve 338. maddesinde düzenlenen suçlar yönünden asile tebligatın arandığı, hal böyle olunca borçlu asile icra emri tebliğinin usulsüz olmayıp, borçlunun vekiline de tebligat yapılmamasının sadece bir eksiklik olduğuna işaret edildikten sonra, mahkemece bu eksikliğin ikmaline karar verilmesi gerekmekle birlikte, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra ...............'de borçlunun vekiline de icra emrinin tebliğ edilmiş olması nedeniyle şikayetin konusuz kaldığı- Davalı tarafta yer alan takip borçlusu ............ ile ............'nun adları altında Avukat .............'in, vekilleri olarak yazılı olduğu ve ilamın hüküm kısmının a bendinin 3. fıkrasında adı geçenler lehine vekalet ücretine hükmedildiği görülmekle, şikayet tarihi itibariyle borçlunun şikayetinde haklı olduğunun ve bu suretle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin şikayet edilen alacaklı aleyhine hükmedilmesinin yerinde olduğu-
Avukatlık Kanunu 41. maddesi, Tebligat Kanunu 11 ve HMK 71 vd. maddeleri gereğince vekil ile temsil edilen davalarda icra takiplerinde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, vekil varken ayrıca asile de tebligat yapılması halinde asile yapılan tebligatın yok hükmünde sayıldığı, dolaysıyla davacı asile yapılan tebligatın usulüne uygun ya da usulüne aykırı yapılmış olmasının öneminin bulunmadığı, borçlu vekiline usulüne uygun olarak satış ilanı tebliğ edilmesine karşın satışa hazırlık işlemlerine karşı satış 7 günlük şikayet süresi içinde şikayet yoluna başvurulmadığından ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
Şikayet eden borçluya, varsa vekiline satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, borca itiraza ilişkin mahkeme kararının kimin tarafından dosyaya sunulduğunun sonuca etkili olmadığı, kaldı ki borca itiraz eden davacı vekilince kararın UYAP üzerinden icra dosyasına eklenmiş olduğu, dosyada vekille temsil edilen davacı vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi nedeniyle ihalenin feshine ilişkin mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı-
Bozma sonrası alınan ara kararın maille davacı vekiline tebliğ edilerek bozmanın gerekleri yerine getirilmesi gerekirken ara kararın tebliğ edilmemesinin bozmayı gerektirdiği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK'nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğu- Her ne kadar; icra takibine dayanak 22/12/2017 tarihli ara kararın tesis edildiği aile mahkemesinin dosyasına borçlu vekili olarak takip tarihinden önce 12/02/2018 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu görülmüş ise de, adı geçen ara kararın başlığında davalı hanesinde sadece borçlu asilin adının yazılı olduğu, vekile ilişkin bir bilginin yer almadığı, icra müdürlüğünün takip dosyasının incelenmesinde de, icra takibine itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresinde borçlu asil tarafından yapıldığı, borçlunun vekille temsil edildiğine dair bir vekaletnamenin icra takip dosyasına ibraz edilmediği anlaşılmakla ödeme emrinin borçlu asile çıkarılıp tebliğ edilmesinde yukarıda bahsedilen hükümlere aykırılık bulunmadığı- Bu durumda, ödeme emrinin borçlu asile tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra takibine itirazını icra dairesine bildirdiği ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğu anlaşılmakla borçlunun icra takibine itirazı geçerli olup takibin durdurulduğu da dikkate alındığında alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararının olduğu-
Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevinin, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam edeceği- Asıl dava inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat; birleştirilen dava muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkeme hükmü birleştirilen tevkil edilen davalı vekiline tebliğ edildiği halde, süresinden sonra temyiz edildiğinden, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerektiği-
Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevinin, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam edeceği- Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesinin veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesinin zorunlu olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, asile yapılan tebligatın hüküm ifade etmeyeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor