Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için üçüncü kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesinin dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı, haczin kaldırılması isteminin ancak üçüncü kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği- Tapu kaydının iptali ile şikayetçi üçüncü kişi adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin verilen kararda "hacizlerin kaldırılması" yönünde bir hüküm de bulunmadığından ve taşınmaz üzerine konulan ihtiyati haczin tapuya işlendiği tarihte, taşınmaz borçlu adına tapuda kayıtlı olduğundan, icra memuru işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Tapuda aleniyet ilkesi gereğince, davalının, taşınmazda bulunan muhdesatların tapu maliki dışında 3. kişiye ait olduğunu bilmediğini ileri süremeyeceği, paylı veya elbirliği halinde mülkiyet esaslarına tabi bir taşınmaz üzerinde paydaş ve maliklerden bir veya birkaçı tarafından muhdesat meydana getirilmesi ve daha sonra taşınmazın ortaklığının giderilmesinin dava edilmesi halinde taşınmazın satış bedelinden muhdesata isabet eden kısmının sadece kendisine verilmesini sağlama amacı ile muhdesatı meydana getiren paydaş ve maliklerin HUMK'nun 567. maddesi hükmüne göre muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açma hakkının bulunduğu-
Üçüncü kişinin hilesi ile sözleşme yapan kişinin sözleşmenin iptalini isteyebilmesi için lehine hile yapılan karşı tarafın sözleşmenin yapıldığı sırada hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması gerektiği- İptal istemine konu bağımsız bölüm davalıya aitken, vekâletname ile yetkili kıldığı vekil tarafından aynı gün davacıya satılarak devri yapıldığından, taşınmaz satış sözleşmesini vekil sıfatıyla bizzat yapan bu kişinin hilesinin, hileyi bilmesi veya bilecek durumda olması koşulu aranmaksızın akidin hilesi olarak kabul edileceği- Taşınmaz satışlarında aracılık yapan bir kişinin işi gereği çok sayıda taşınmaz gezdirmiş olmasının hilenin bir unsuru olarak kabul edilemeyeceği- Basit bir inceleme ile satın aldığı taşınmazın bulunduğu mahalle ile niteliğini tespit etmesi mümkün olan davacının, resmi senet içeriği kendi huzurunda okunmuş ve tapu senedinin bir örneği verilmiş olmasına, yine aynı apartmandan kısa bir süre önce başka bir daire satın almış olmasına karşın, hile ile başka mahallede ve farklı nitelikte bir dairenin satıldığını ileri sürmesi inandırıcı olmadığı ve hile iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varıldığı- Hile ispatlanamadığından taşınmazlar başında keşif yapılmasının da sonuca bir etkisinin olmayacağı-
Tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturduğu, bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, yani mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerektiği, bu durumda; sağlıklı bir inceleme yapılması ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması gerektiği-
Davalının haczinin, davacının açtığı tapu iptali ve tescil istemli davanın karar tarihinden sonra işlendiği anlaşıldığından, mahkemece, dava konusu taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydının iptali ile üçüncü kişi adına tesciline karar verildiği, verilen tescil kararının "kurucu" nitelikte bir işlem değil, "bildirici" nitelikte bir işlem olduğu gözetilerek, mülkiyet hakkının haciz tarihinden önce davacı üçüncü kişiye geçtiğinin kabulü ile "haczin kaldırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
8. HD. 05.02.2018 T. E: 2015/14027, K: 1544-
8. HD. 05.02.2018 T. E: 2015/14029, K: 1541-
8. HD. 05.02.2018 T. E: 2015/14030, K: 1542-
8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14013, K: 16087-
8. HD. 04.12.2017 T. E: 2015/14017, K: 16090-